Distortion İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Distortion İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Distortion Nedir?

Distortion, bir şeyin orijinal halinden farklı veya bozuk bir şekilde yansıtılmasıdır. Ses, görüntü, sinyal veya veri gibi farklı öğelerde kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

1. The guitarist added some distortion to his sound for a more aggressive tone. (Gitarist, daha agresif bir tonda çalmak için sesine biraz distortion ekledi.)
2. The picture was distorted because it was taken from an odd angle. (Resim, garip bir açıdan çekildiği için bozuldu.)
3. The radio signal was distorted by the mountains in the area. (Radyo sinyali, bölgedeki dağlar tarafından bozuldu.)
4. The speaker’s voice was distorted by the faulty microphone. (Konuşmacının sesi, bozuk mikrofon tarafından bozuldu.)
5. The company’s financial report was distorted to hide the losses. (Şirketin finansal raporu, kayıpları gizlemek için çarpıtıldı.)
6. The comedian distorted his face for a funny expression. (Komedyen, komik bir ifade için yüzünü çarpıttı.)
7. The movie used special effects to create a distorted reality. (Film, çarpıtılmış bir gerçeklik yaratmak için özel efektler kullandı.)
8. The painting was deliberately distorted to create a sense of unease. (Resim, rahatsızlık hissi yaratmak için kasıtlı olarak çarpıtıldı.)
9. The music festival featured bands known for their heavy distortion. (Müzik festivali, ağır distortion ile tanınan gruplara ev sahipliği yaptı.)
10. The message was distorted as it was passed from person to person. (Mesaj, kişiden kişiye geçerken bozuldu.)
11. The politician distorted the facts to support his agenda. (Politikacı, ajandasını desteklemek için gerçekleri çarpıttı.)
12. The old television set produced a distorted picture. (Eski televizyon seti, bozuk bir resim üretti.)
13. The watercolor painting had a beautiful, distorted quality. (Su bazlı resim, güzel bir şekilde çarpıtılmış bir kaliteye sahipti.)
14. The sound engineer fixed the distortion in the recording. (Ses mühendisi, kayıttaki distorsiyonu düzeltti.)
15. The mirror distorted her reflection, making her look wider than she was. (Ayna, yansımasını çarpıtarak, gerçekten olduğundan daha geniş görünmesine neden oldu.)
16. The author used a distorted perspective to tell the story. (Yazar, hikayeyi anlatmak için çarpıtılmış bir perspektif kullandı.)
17. The light shining through the stained glass window created a beautiful distortion. (Lamba, renkli cam pencereden ışık saçarak güzel bir çarpıtma yarattı.)
18. The security camera footage was distorted, making it difficult to identify the suspect. (Güvenlik

kamera kaydı çarpıtılmıştı, şüphelinin kimliğini belirlemek zordu.)
19. The social media filter distorted her face with funny features. (Sosyal medya filtresi, yüzünü komik özelliklerle çarpıttı.)

20. The car’s engine started to make a distorted noise, indicating a problem. (Arabanın motoru çarpıtılmış bir ses çıkarmaya başladı, bir sorun olduğunu göstererek.)

(Türkçe çevirileri, örnek cümlelerin hemen yanında parantez içinde verilmiştir.)