Dissonance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dissonance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dissonance Nedir?

Dissonance, birbiriyle uyuşmayan seslerin veya fikirlerin çatışmasını ifade eder. Aynı zamanda, bir kişinin sahip olduğu inanç, davranış veya duyguların uyumsuzluğu olarak da tanımlanabilir.

Örnek Cümleler:

  1. The dissonance between the two musical notes created an unpleasant sound. (İki müzik notası arasındaki uyumsuzluk hoş olmayan bir ses oluşturdu.)
  2. There is a dissonance between her words and her actions. (Onun sözleriyle eylemleri arasında bir uyumsuzluk var.)
  3. The cognitive dissonance I’m experiencing is making me question my beliefs. (Yaşadığım bilişsel uyumsuzluk, inançlarımı sorgulamama neden oluyor.)
  4. The dissonance in the painting was intentional, to create a sense of unease. (Tablodaki uyumsuzluk, huzursuzluk hissi yaratmak için kasıtlıydı.)
  5. The dissonance in the meeting was evident, as no one could agree on a solution. (Toplantıdaki uyumsuzluk açıktı, çözüm konusunda kimse anlaşamadı.)
  6. The dissonance between the facts and his statement was undeniable. (Gerçeklerle ifadesi arasındaki uyumsuzluk inkar edilemez.)
  7. The dissonance between their cultures made communication difficult. (Kültürleri arasındaki uyumsuzluk iletişimi zorlaştırdı.)
  8. The dissonance in her thoughts made it hard for her to make a decision. (Düşüncelerindeki uyumsuzluk, karar vermesini zorlaştırdı.)
  9. The dissonance between his values and his behavior was disappointing. (Değerleriyle davranışları arasındaki uyumsuzluk hayal kırıklığı yarattı.)
  10. The dissonance between the two political parties was palpable. (İki siyasi partinin arasındaki uyumsuzluk hissedilir düzeydeydi.)
  11. The dissonance between the teacher’s instructions and the textbook confused the students. (Öğretmenin talimatları ile ders kitabı arasındaki uyumsuzluk öğrencileri kafa karıştırdı.)
  12. The dissonance between the CEO’s words and his actions caused a loss of trust among the employees. (CEO’nun sözleriyle eylemleri arasındaki uyumsuzluk, çalışanlar arasında güven kaybına neden oldu.)
  13. The dissonance in the movie soundtrack was intentional, to create a sense of tension. (Filmin müziklerindeki uyumsuzluk, gerilim hissi yaratmak için kasıtlıydı.)
  14. The dissonance between the company’s values and its actions led to a decline in sales. (Şirketin değerleriyle eylemleri arasındaki uyumsuzluk satışlarda düşüşe neden
  1. The dissonance between the scientific evidence and the politician’s claims was concerning. (Bilimsel kanıtlarla siyasetçinin iddiaları arasındaki uyumsuzluk endişe vericiydi.)
  2. The dissonance between the team members caused conflicts and decreased productivity. (Ekip üyeleri arasındaki uyumsuzluk çatışmalara ve verimliliğin azalmasına neden oldu.)
  3. The dissonance between her expectations and reality left her feeling disappointed. (Beklentileriyle gerçek arasındaki uyumsuzluk onu hayal kırıklığına uğrattı.)
  4. The dissonance in his personality made it hard for him to form close relationships. (Kişiliğindeki uyumsuzluk, yakın ilişkiler kurmasını zorlaştırdı.)
  5. The dissonance between the marketing campaign and the actual product led to negative reviews. (Pazarlama kampanyası ile gerçek ürün arasındaki uyumsuzluk olumsuz yorumlara neden oldu.)
  6. The dissonance between his emotions and his facial expressions made it difficult to read his feelings. (Duygularıyla yüz ifadeleri arasındaki uyumsuzluk, hislerini okumayı zorlaştırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.