Disseminate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disseminate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disseminate

Disseminate, yaymak veya dağıtmak anlamına gelir. Genellikle bilgi, haber veya fikirleri başkalarına aktarmak için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The government’s job is to disseminate important information to the public. (Hükümetin görevi, halka önemli bilgileri yaymak.)
  2. The organization will disseminate flyers to promote the event. (Etkinliği tanıtmak için örgüt el ilanları dağıtacak.)
  3. The internet has made it easier to disseminate information worldwide. (İnternet, bilgilerin dünya çapında yayılmasını kolaylaştırdı.)
  4. The company plans to disseminate the results of the survey to its employees. (Şirket, çalışanlarına anket sonuçlarını duyurmayı planlıyor.)
  5. The goal of the campaign is to disseminate awareness about the dangers of smoking. (Kampanyanın amacı, sigara içmenin tehlikeleri hakkında farkındalık yaratmaktır.)
  6. The professor’s research has been disseminated in various academic journals. (Profesörün araştırması çeşitli akademik dergilerde yayınlanmıştır.)
  7. The artist wants to disseminate her message through her artwork. (Sanatçı, mesajını eserleri aracılığıyla yaymak istiyor.)
  8. The charity organization will disseminate aid to the victims of the earthquake. (Hayır kurumu, deprem mağdurlarına yardım dağıtacak.)
  9. The news agency will disseminate the breaking news as soon as possible. (Haber ajansı, mümkün olan en kısa sürede son dakika haberlerini yayınlayacak.)
  10. The school aims to disseminate a love of learning to its students. (Okul, öğrencilerine öğrenme sevgisini aşılamayı amaçlıyor.)
  11. The book has been disseminated in multiple languages to reach a wider audience. (Kitap, daha geniş bir kitleye ulaşmak için birden fazla dilde yayınlanmıştır.)
  12. The NGO is trying to disseminate information about climate change to raise awareness. (STK, farkındalık yaratmak için iklim değişikliği hakkında bilgi yaymaya çalışıyor.)
  13. The social media platform allows users to disseminate their opinions and ideas to a large audience. (Sosyal medya platformu, kullanıcıların fikirlerini ve görüşlerini geniş bir kitleye yaymalarına olanak tanır.)
  14. The conference will disseminate new research findings to the attendees. (Konferans, katılımcılara yeni araştırma bulgularını duyuracak.)
  15. The journalist’s article was disseminated through various media outlets. (Gazetecinin makalesi, çeşitli medya organları aracılığıyla yayınlandı.)
  16. The teacher disseminated study materials to help the students prepare for the exam. (Öğretmen, öğrencilerin sınav için hazırlanmalarına yardımcı olmak için çalışma materyalleri dağıtt
  1. The museum hopes to disseminate knowledge about art and history to visitors. (Müze, ziyaretçilere sanat ve tarih hakkında bilgi yaymayı umuyor.)
  2. The company will disseminate a new policy to all its employees. (Şirket, tüm çalışanlarına yeni bir politika duyuracak.)
  3. The community center disseminates information about local events and services. (Toplum merkezi, yerel etkinlikler ve hizmetler hakkında bilgi yayınlıyor.)
  4. The nonprofit organization disseminates educational materials to underprivileged children. (Kâr amacı gütmeyen kuruluş, dezavantajlı çocuklara eğitim materyalleri dağıtır.)

(Türkçe karşılıklarını yazarken, özgün anlamlarını korumak için cümlelerin tam çevirileri yerine eş anlamlı kelimeler veya genel anlamlar kullanılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.