Disproportionate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disproportionate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disproportionate Nedir?

Disproportionate, “orantısız” veya “dengesiz” anlamına gelir. Bir şeyin diğerine göre çok daha büyük veya küçük olması durumunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

1. The punishment seems disproportionate to the crime. (Ceza suça göre orantısız görünüyor.)
2. The company’s profits are disproportionate to the amount of work they put in. (Şirketin karı yaptıkları işe göre orantısız.)
3. The benefits of the project are disproportionate to the amount of money spent on it. (Projenin faydaları harcanan paraya göre orantısız.)
4. The wealth distribution in this country is disproportionate. (Bu ülkedeki servet dağılımı orantısız.)
5. The number of male to female employees is disproportionate. (Erkek çalışanların sayısı kadınlara göre orantısız.)
6. The amount of attention this issue is receiving is disproportionate to its actual importance. (Bu konunun aldığı dikkat gerçek önemine göre orantısız.)
7. The noise level coming from the party next door is disproportionate to the time of night. (Komşudaki partiden gelen gürültü gece saatinde orantısız.)
8. The amount of energy required to run this machine is disproportionate to its output. (Bu makinenin çıkardığı şeylere göre gereken enerji orantısız.)
9. The amount of resources allocated to the project is disproportionate to its potential impact. (Projenin potansiyel etkisine göre ayrılan kaynaklar orantısız.)
10. The number of staff members in the department is disproportionate to the workload. (Bölümdeki personel sayısı iş yüküne göre orantısız.)
11. The number of police officers in the city is disproportionate to the size of the population. (Şehirdeki polis memuru sayısı nüfusa göre orantısız.)
12. The amount of attention given to the celebrity’s tweet is disproportionate to its actual content. (Ünlünün attığı tweetin aldığı ilgi gerçek içeriğine göre orantısız.)
13. The size of the apartment is disproportionate to the amount of rent being charged. (Dairenin büyüklüğü istenen kira miktarına göre orantısız.)
14. The punishment for cheating on the test is disproportionate to the offense. (Sınava kopya çekmek için verilen ceza suça göre orantısız.)
15. The amount of time it takes to get through security is disproportionate to the length of the flight. (Güvenlikten geçmek için harcanan zaman uçuş süresine göre orantısız.)
16. The amount of time spent on this task is disproportionate to its priority. (Bu göreve harcanan zaman önceliğine göre orantısız.)
17. The amount of funding given to the arts is disproportionate to its impact on the economy. (Sanata verilen fonun ekonomiye etkisine göre orantısızs.)
18. The amount of attention given to a celebrity’s outfit is disproportionate to the importance of the event. (Ünlünün giy

diği kıyafete verilen ilgi etkinliğin önemine göre orantısız.)
19. The amount of food waste produced by this restaurant is disproportionate to the number of customers. (Bu restoranın ürettiği yiyecek atığı müşteri sayısına göre orantısız.)

20. The amount of traffic on this road is disproportionate to its capacity. (Bu yoldaki trafik kapasitesine göre orantısız.)

(Hint: If the Turkish translations are cut off, please expand the answer box to see the full translation.)