Dispirited İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dispirited İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dispirited Nedir?

Dispirited kelimesi, kişinin moralinin düşük, can sıkıntısının yüksek ve umutsuz hissetmesi anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She felt dispirited after receiving the rejection letter from the company. (Şirketten ret mektubunu alınca moralinin düştüğünü hissetti.)
  2. The rainy weather left me feeling dispirited and unmotivated. (Yağmurlu hava beni moralim bozuk ve motivasyonsuz hissettirdi.)
  3. The team was dispirited after losing the championship game. (Takım, şampiyonluk maçını kaybettikten sonra moral olarak çökmüştü.)
  4. His dispirited attitude towards his job made it clear he was not happy. (İşine karşı moral olarak bozuk tavırları, mutlu olmadığını açıkça gösteriyordu.)
  5. The dispirited look on her face was a sign that something was wrong. (Yüzündeki moral olarak düşük ifade, bir şeylerin yanlış olduğunun bir işaretiydi.)
  6. After weeks of unsuccessful job interviews, he was feeling dispirited about his career prospects. (Başarısız iş görüşmelerinin ardından, kariyer beklentileri hakkında moral olarak düşmüştü.)
  7. The dispirited tone of her voice suggested she was not excited about the upcoming project. (Ses tonundaki moral olarak düşük hava, yaklaşan projeden heyecanlanmadığını düşündürdü.)
  8. The dispirited performance of the team disappointed their fans. (Takımın moral olarak düşük performansı, taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı.)
  9. The dispirited atmosphere in the office was affecting everyone’s productivity. (Ofisteki moral olarak düşük hava, herkesin verimliliğini etkiliyordu.)
  10. The dispirited state of the economy was causing concern among investors. (Ekonominin moral olarak düşük durumu, yatırımcılar arasında endişeye neden oluyordu.)
  11. Despite her dispirited mood, she tried to keep a positive outlook on life. (Moral olarak düşük olmasına rağmen, hayata pozitif bir bakış açısıyla yaklaşmaya çalıştı.)
  12. The dispirited look on his face made me wonder what was bothering him. (Yüzündeki moral olarak düşük ifade, onun neyin rahatsız ettiğini merak etmeme neden oldu.)
  13. The dispirited feeling of loneliness was overwhelming for her. (Yalnızlık hissindeki moral olarak düşük durum, onun için baskın bir duygu haline geldi.)
  14. The dispirited expression on his face showed he had lost hope. (Yüzündeki moral olarak düşük ifade, umudunu kaybettiğini gösterdi.)
  15. The dispirited attitude of the employees was affecting the company’s overall performance. (Çalışanların moral olarak düşük tutumu, şirketin genel performansını etk

iliyordu.)
16. Her dispirited demeanor made it hard for others to approach her. (Moral olarak düşük tavırları, diğer insanların ona yaklaşmasını zorlaştırıyordu.)

  1. The dispirited state of the environment was a cause for concern among conservationists. (Doğanın moral olarak düşük durumu, koruma savunucuları arasında endişeye neden oldu.)
  2. He was dispirited about the state of politics in the country. (Ülkedeki politik durum hakkında moral olarak düşmüştü.)
  3. The dispirited mood of the party guests put a damper on the celebration. (Parti misafirlerinin moral olarak düşük halleri, kutlamaların havasını bozdu.)
  4. She tried to shake off her dispirited feelings by going for a long walk in nature. (Moral olarak düşük hislerinden kurtulmak için doğada uzun bir yürüyüş yapmaya çalıştı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.