Dismissive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dismissive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dismissive Nedir?

Dismissive, bir konuya, kişiye veya fikre karşı ilgisiz veya küçümseyici bir tavır sergilemek anlamına gelir. Bu kelime, birinin düşüncelerini veya fikirlerini önemsememek için kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

  1. I tried to share my ideas with my boss, but he was dismissive and didn’t even listen to me. (Patronuma fikirlerimi paylaşmaya çalıştım, ama o önemsemez davrandı ve beni bile dinlemedi.)
  2. She was dismissive of my concerns and told me not to worry about it. (Benim endişelerimi önemsemedi ve beni üzmemem gerektiğini söyledi.)
  3. He gave a dismissive wave of his hand when I asked him for help. (Bana yardım etmem için ona sorduğumda, eliyle küçümseyici bir hareket yaptı.)
  4. The teacher’s dismissive attitude towards the students was unacceptable. (Öğretmenin öğrencilere karşı ilgisiz tavrı kabul edilemezdi.)
  5. The company’s dismissive response to the customer complaint only made things worse. (Şirketin müşteri şikayetine verdiği ilgisiz yanıt, işleri daha da kötüleştirdi.)
  6. She was dismissive of his advances and told him she was not interested. (Onun yaklaşımlarını küçümsedi ve ilgilenmediğini söyledi.)
  7. His dismissive tone of voice made me feel like my opinion didn’t matter. (Küçümseyici ses tonu, fikrimin önemli olmadığını hissettirdi.)
  8. The committee’s dismissive attitude towards the proposal was disheartening. (Komitenin öneriye karşı ilgisiz tavrı yüreklere su serpti.)
  9. She was dismissive of his achievements and didn’t think he deserved the award. (Onun başarılarını küçümsedi ve ödülü hak etmediğini düşündü.)
  10. His dismissive behavior towards his coworkers was unprofessional. (İş arkadaşlarına karşı ilgisiz davranışları profesyonel değildi.)
  11. The boss’s dismissive attitude towards the new employee was discouraging. (Patronun yeni çalışana karşı ilgisiz tavrı moral bozucuydu.)
  12. She was dismissive of the idea and said it would never work. (Fikri küçümsedi ve asla işe yaramayacağını söyledi.)
  13. His dismissive response to her question made her feel foolish. (Sorusuna verdiği küçümseyici yanıt onu aptal hissettirdi.)
  14. The politician’s dismissive remarks about the opposition were disrespectful. (Politikacının muhalefet hakkındaki küçümseyici sözleri saygısızdı.)
  15. The manager’s dismissive attitude towards the employee’s concerns led to high turnover. (Yöneticinin çalışanların endişelerine karşı ilgisiz tavrı yüksek işten ayrılma oranına neden oldu.)
  16. She was dismiss
  1. His dismissive attitude towards the customer’s complaints only escalated the situation. (Müşterinin şikayetlerine karşı ilgisiz tavrı, durumu daha da kötüleştirdi.)
  2. The team leader’s dismissive approach to feedback hindered the team’s progress. (Takım liderinin geri bildirimlere karşı ilgisiz yaklaşımı, takımın ilerlemesini engelledi.)
  3. Her dismissive attitude towards the project’s importance caused delays. (Projenin önemine karşı ilgisiz tavrı gecikmelere neden oldu.)
  4. The company’s dismissive response to the safety concerns of its employees was unacceptable. (Şirketin çalışanlarının güvenlik endişelerine karşı ilgisiz yanıtı kabul edilemezdi.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. önemsemez
  2. kayıtsız
  3. küçümseyici
  4. ilgisiz tavır
  5. ilgisiz yanıt
  6. küçümseyici davranış
  7. küçümseyici ses tonu
  8. ilgisiz tavra sahip
  9. başarıları küçümseyen
  10. ilgisiz davranış
  11. ilgisiz tavır
  12. küçümseyici görüş
  13. küçümseyici yanıt
  14. küçümseyici sözler
  15. ilgisiz tavır
  16. küçümseyici tavrı
  17. ilgisiz yaklaşım
  18. ilgisiz tavra sahip
  19. önemsememe
  20. ilgisiz yanıt

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.