Dismemberment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dismemberment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dismemberment Nedir?


Dismemberment, bir bütünün parçalara ayrılması anlamına gelen bir kelime olarak kullanılır. Genellikle insan bedeni üzerindeki vahşi cinayetlerde kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The dismemberment of the victim’s body horrified the detectives. (Kurbanın bedeninin parçalara ayrılması dedektifleri dehşete düşürdü.)
  2. The murderer was charged with the dismemberment of his victim. (Katil, kurbanının parçalara ayrılması suçundan suçlu bulundu.)
  3. The police found evidence of dismemberment in the suspect’s apartment. (Polis, şüphelinin apartmanında parçalara ayırma delilleri buldu.)
  4. The dismemberment scene in the horror movie was too graphic for some viewers. (Korku filmindeki parçalara ayırma sahnesi bazı seyirciler için çok gerçekçiydi.)
  5. The forensic team analyzed the dismembered body to gather clues about the crime. (Adli tıp ekibi, suçla ilgili ipuçları toplamak için parçalara ayrılmış bedeni analiz etti.)
  6. The dismemberment of the victim’s body was so brutal that it shocked the entire community. (Kurbanın bedeninin parçalara ayrılması o kadar vahşiydi ki tüm toplumu şok etti.)
  7. The suspect admitted to the dismemberment of the victim’s body during the police interrogation. (Şüpheli, polis sorgusunda kurbanın bedeninin parçalara ayrılması suçunu itiraf etti.)
  8. The dismemberment of the animal for scientific research purposes was criticized by animal rights activists. (Bilimsel araştırma amaçlı hayvanın parçalara ayrılması, hayvan hakları aktivistleri tarafından eleştirildi.)
  9. The dismemberment of the chicken made it easier to cook. (Tavuğun parçalara ayrılması, pişirmeyi kolaylaştırdı.)
  10. The dismemberment of the shipwreck was necessary to remove it from the reef. (Gemiyi kayalıktan çıkarmak için parçalara ayırma işlemi gerekiyordu.)
  11. The dismemberment of the manuscript made it easier to analyze each section. (El yazması parçalara ayrılınca her bölümü analiz etmek daha kolay oldu.)
  12. The dismemberment of the company was necessary for it to survive the economic crisis. (Şirketin ekonomik krizden kurtulması için parçalara ayrılması gerekiyordu.)
  13. The dismemberment of the play into shorter scenes made it more engaging for the audience. (Oyunun parçalara bölünerek daha kısa sahneler halinde sunulması, seyirciler için daha ilgi çekici hale getirdi.)
  14. The dismemberment of the tree made it easier to transport. (Ağacın parçalara ayrılması, ta

şımayı kolaylaştırdı.)
15. The dismemberment of the puzzle pieces made it easier to assemble. (Puzzle parçalarının parçalara ayrılması, birleştirme işlemini kolaylaştırdı.)

  1. The dismemberment of the book into chapters made it more organized. (Kitabın bölümlere ayrılması, daha düzenli hale getirdi.)
  2. The dismemberment of the cake into slices made it easier to serve. (Pastanın dilimlere ayrılması, servis etmeyi kolaylaştırdı.)
  3. The dismemberment of the toy allowed children to explore its inner workings. (Oyuncakların parçalara ayrılması, çocukların iç mekanizmalarını keşfetmelerine izin verdi.)
  4. The dismemberment of the project into smaller tasks made it more manageable. (Projenin küçük görevlere bölünmesi, daha yönetilebilir hale getirdi.)
  5. The dismemberment of the sentence into clauses made it easier to understand. (Cümlenin öbeklere ayrılması, anlamını anlamak daha kolay hale getirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.