Disgruntled İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disgruntled İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disgruntled İle İlgili Cümleler İngilizce


Disgruntled, Türkçede “memnuniyetsiz” anlamına gelir. Bu kelime, kişilerin memnuniyetsizliğini, hayal kırıklığını veya rahatsızlığını ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:


1. Jane was disgruntled with her boss for not giving her a promotion. (Jane patronuna terfi vermediği için memnuniyetsizdi.)
2. The disgruntled customers demanded a refund for their faulty products. (Memnuniyetsiz müşteriler hatalı ürünleri için geri ödeme talep ettiler.)
3. Tom became disgruntled when he found out that he had to work overtime on a Saturday. (Tom, Cumartesi günü fazla mesai yapmak zorunda olduğunu öğrendiğinde memnuniyetsiz oldu.)
4. The employees were disgruntled about the sudden pay cut. (Çalışanlar beklenmedik maaş kesintisinden memnuniyetsizdiler.)
5. The disgruntled passengers complained about the delayed flight. (Memnuniyetsiz yolcular, gecikmiş uçuş hakkında şikayet ettiler.)
6. Jack was disgruntled when his favorite team lost the championship. (Jack, favori takımının şampiyonluğu kaybettiğinde memnuniyetsiz oldu.)
7. The disgruntled customers left negative reviews on the company’s website. (Memnuniyetsiz müşteriler, şirketin web sitesinde olumsuz yorumlar bıraktılar.)
8. Sarah was disgruntled with her noisy neighbors. (Sarah gürültülü komşularından memnuniyetsizdi.)
9. The disgruntled students protested against the university’s tuition fee hike. (Memnuniyetsiz öğrenciler, üniversitenin eğitim ücretlerinin yükselmesine karşı protesto düzenlediler.)
10. The disgruntled employee quit his job without notice. (Memnuniyetsiz çalışan işinden aniden istifa etti.)
11. The disgruntled audience booed the performer off the stage. (Memnuniyetsiz seyirciler, performansı sahneden kovdu.)
12. The disgruntled worker filed a complaint against his supervisor. (Memnuniyetsiz işçi, amiri hakkında şikayette bulundu.)
13. Emily was disgruntled when her flight was canceled due to bad weather. (Emily, kötü hava koşulları nedeniyle uçuşu iptal edildiğinde memnuniyetsiz oldu.)
14. The disgruntled customers had to wait for hours to speak to a customer service representative. (Memnuniyetsiz müşteriler, bir müşteri hizmetleri temsilcisiyle konuşmak için saatlerce beklemek zorunda kaldılar.)
15. The disgruntled driver honked his horn repeatedly in traffic. (Memnuniyetsiz sürücü, trafikte kornasını tekrar tekrar çaldı.)
16. The disgruntled fans

continued:

  1. The disgruntled fans threw objects onto the field after their team lost. (Memnuniyetsiz hayranlar takımlarının kaybetmesinin ardından sahaya objeler attılar.)
  2. The disgruntled customer service representative was rude to the customer. (Memnuniyetsiz müşteri hizmetleri temsilcisi müşteriye kaba davrandı.)
  3. The disgruntled employee slammed the door on his way out. (Memnuniyetsiz çalışan çıkarken kapıyı sert bir şekilde kapattı.)
  4. The disgruntled homeowner complained about the loud construction noise next door. (Memnuniyetsiz ev sahibi yan komşuda yapılan yüksek sesli inşaat çalışmalarından şikayet etti.)
  5. The disgruntled investor withdrew his funds from the company after their poor performance. (Memnuniyetsiz yatırımcı, kötü performansları nedeniyle şirketten fonlarını çekti.)

(Türkçe karşılıklar parantez içinde verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.