Disfigurement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disfigurement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disfigurement

Disfigurement Türkçe’de “şekil bozukluğu” anlamına gelir. Genellikle yüz, vücut veya ciltte meydana gelen kalıcı veya geçici bir deformasyonu ifade eder.

  1. The disfigurement on her face made her feel self-conscious. (Yüzündeki şekil bozukluğu, kendini rahatsız hissetmesine neden oldu.)
  2. The accident caused disfigurement to his hand. (Kaza elinde şekil bozukluğuna neden oldu.)
  3. She underwent several surgeries to correct the disfigurement. (Şekil bozukluğunu düzeltmek için birkaç ameliyat geçirdi.)
  4. His disfigurement made it difficult for him to find a job. (Şekil bozukluğu iş bulmasını zorlaştırdı.)
  5. He wore a hat to conceal his facial disfigurement. (Yüzündeki şekil bozukluğunu gizlemek için bir şapka taktı.)
  6. The burn caused disfigurement to her arm. (Yanık kolu şekil bozukluğuna neden oldu.)
  7. She learned to live with her disfigurement and accepted herself as she was. (Şekil bozukluğu ile yaşamayı öğrendi ve kendini olduğu gibi kabul etti.)
  8. He was teased in school because of his disfigurement. (Şekil bozukluğu nedeniyle okulda dalga geçildi.)
  9. The disfigurement was a result of a genetic disorder. (Şekil bozukluğu, genetik bir bozukluk sonucuydu.)
  10. The artist’s work focused on people with disfigurements. (Sanatçının çalışmaları şekil bozukluğu olan insanlara odaklandı.)
  11. She wore long sleeves to hide the disfigurement on her arms. (Kollarındaki şekil bozukluğunu gizlemek için uzun kollu giydi.)
  12. The accident left him with disfigurement and chronic pain. (Kaza onu şekil bozukluğu ve kronik ağrı ile baş başa bıraktı.)
  13. She underwent counseling to deal with the emotional effects of her disfigurement. (Şekil bozukluğunun duygusal etkileriyle başa çıkmak için danışmanlık aldı.)
  14. The disfigurement was so severe that he required reconstructive surgery. (Şekil bozukluğu o kadar şiddetliydi ki rekonstrüktif cerrahiye ihtiyaç duydu.)
  15. Her disfigurement did not define her and she continued to live her life to the fullest. (Şekil bozukluğu onu tanımlamadı ve hayatını en iyi şekilde yaşamaya devam etti.)
  16. The accident caused disfigurement to his face and left him with a visible scar. (Kaza yüzündeki şekil bozukluğuna neden oldu ve ona görünür bir yara izi bıraktı.)
  17. He received support from

his family and friends to cope with the disfigurement. (Şekil bozukluğuyla başa çıkmak için ailesi ve arkadaşları tarafından desteklendi.)
18. The disfigurement made it difficult for her to form romantic relationships. (Şekil bozukluğu romantik ilişki kurmasını zorlaştırdı.)

  1. She found solace in art and used it as a way to express her feelings about her disfigurement. (Sanatta huzur buldu ve şekil bozukluğu hakkındaki duygularını ifade etmek için kullanıyordu.)
  2. The organization provides support and resources for people with disfigurements. (Organizasyon, şekil bozukluğu olan insanlar için destek ve kaynaklar sağlar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.