Disastrous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disastrous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disastrous

Disastrous Türkçe anlamı: Felaketle sonuçlanan, korkunç, feci.

Örnek cümleler:

  1. The hurricane was disastrous, destroying entire neighborhoods. (Fırtına felaketle sonuçlandı ve tüm mahalleleri yok etti.)
  2. The company’s decision to cut corners was disastrous and led to multiple lawsuits. (Şirketin köşeleri kesme kararı felaketle sonuçlandı ve birden fazla dava açılmasına yol açtı.)
  3. The earthquake had disastrous consequences, leaving thousands homeless. (Deprem korkunç sonuçlar doğurdu ve binlerce kişiyi evsiz bıraktı.)
  4. The company’s financial mismanagement was disastrous, leading to bankruptcy. (Şirketin mali yönetimi feci idi ve iflasa neden oldu.)
  5. The terrorist attack was disastrous, killing dozens and injuring hundreds. (Terör saldırısı korkunçtu ve onlarca kişiyi öldürdü ve yüzlerce kişiyi yaraladı.)
  6. The oil spill was disastrous for the environment, killing marine life and polluting the water. (Petrol sızıntısı çevre için felaketle sonuçlandı ve deniz yaşamını öldürdü ve suyu kirletti.)
  7. The pandemic had disastrous effects on the global economy, causing widespread unemployment and bankruptcies. (Pandemi küresel ekonomi üzerinde korkunç etkilere sahipti ve yaygın işsizliğe ve iflaslara neden oldu.)
  8. The train derailment was disastrous, resulting in multiple casualties. (Tren raydan çıkması feciydi ve birden fazla ölüme neden oldu.)
  9. The plane crash was disastrous, killing all passengers on board. (Uçak kazası korkunçtu ve tüm yolcuları öldürdü.)
  10. The forest fire was disastrous, destroying acres of land and wildlife habitats. (Orman yangını felaketle sonuçlandı ve arazileri ve yaban hayatı habitatlarını yok etti.)
  11. The terrorist bombing was disastrous, causing widespread destruction and chaos. (Terörist bombalama felaketle sonuçlandı ve yaygın yıkıma ve kaosa neden oldu.)
  12. The nuclear accident was disastrous, causing long-term environmental damage. (Nükleer kaza feciydi ve uzun vadeli çevresel hasara neden oldu.)
  13. The financial crisis was disastrous for many families, causing them to lose their homes and savings. (Mali kriz birçok aile için korkunçtu ve evlerini ve tasarruflarını kaybetmelerine neden oldu.)
  14. The bridge collapse was disastrous, resulting in multiple fatalities and injuries. (Köprü çökmesi felaketle sonuçlandı ve birden fazla ölüme ve yaralanmaya neden oldu.)
  15. The tornado was disastrous, destroying everything in its path. (Tornado felaketle sonuçlandı ve yolunda her şeyi yok etti.)
  16. The war had disastrous consequences, leading to widespread destruction and loss of life. (Savaş korkunç sonuçlar doğurdu ve yay

gın yıkıma ve hayat kaybına neden oldu.)
17. The tsunami was disastrous, causing massive destruction and claiming thousands of lives. (Tsunami korkunçtu ve büyük yıkıma neden oldu, binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.)

  1. The chemical spill was disastrous for the environment, contaminating soil and water sources. (Kimyasal sızıntı çevre için feci oldu ve toprağı ve su kaynaklarını kirletti.)
  2. The cyber attack was disastrous for the company, leading to a major data breach. (Siber saldırı şirket için felaketle sonuçlandı ve önemli bir veri ihlaline neden oldu.)
  3. The building collapse was disastrous, resulting in multiple deaths and injuries. (Bina çökmesi feci oldu ve birden fazla ölüme ve yaralanmaya neden oldu.)

(Türkçe anlamlarını ve örnek cümlelerini yazdığımız “Disastrous” kelimesi, genellikle olumsuz ve felaketle sonuçlanan olaylar için kullanılır. Bu tür olaylar, insanların hayatını kaybetmesine veya büyük yıkıma neden olabilirler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.