Disagree İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Disagree
Türkçe anlamı: Fikir ayrılığına düşmek, aynı fikirde olmamak, karşı çıkmak.
- I disagree with your opinion. (İngilizce: Ben senin fikrine katılmıyorum.)
- She disagrees with her boss’s decision. (İngilizce: O, patronunun kararına karşı çıkıyor.)
- He disagrees with the new policy. (İngilizce: O, yeni politikaya karşı çıkıyor.)
- We disagree on the best way to solve the problem. (İngilizce: Biz, problemin en iyi nasıl çözüleceği konusunda fikir ayrılığına düştük.)
- They disagreed about the movie they wanted to see. (İngilizce: Onlar, izlemek istedikleri film konusunda fikir ayrılığına düştüler.)
- The teacher disagreed with the student’s answer. (İngilizce: Öğretmen, öğrencinin cevabına karşı çıktı.)
- The committee members disagreed on the budget. (İngilizce: Komite üyeleri, bütçe konusunda fikir ayrılığına düştüler.)
- My parents and I disagree on my career choice. (İngilizce: Benim ebeveynlerim ve ben, kariyer tercihim konusunda fikir ayrılığına düştük.)
- He disagrees with the way his friend treated him. (İngilizce: O, arkadaşının kendisine davranış şekline karşı çıkıyor.)
- They disagreed on where to go for dinner. (İngilizce: Onlar, akşam yemeği için nereye gidecekleri konusunda fikir ayrılığına düştüler.)
- The team disagreed on the best strategy for winning the game. (İngilizce: Ekip, oyunu kazanmak için en iyi strateji konusunda fikir ayrılığına düştü.)
- She disagreed with her friend’s decision to move abroad. (İngilizce: O, arkadaşının yurt dışına taşınma kararına
karşı çıkıyor.)
13. The two politicians disagreed on the proposed legislation. (İngilizce: İki politikacı, önerilen yasama konusunda fikir ayrılığına düştüler.)
- The employees disagreed with the new work schedule. (İngilizce: Çalışanlar, yeni çalışma saatleri konusunda karşı çıktılar.)
- The parents disagreed on how to discipline their children. (İngilizce: Ebeveynler, çocuklarına nasıl disiplin uygulanacağı konusunda fikir ayrılığına düştüler.)
- The students disagreed with the teacher’s grading system. (İngilizce: Öğrenciler, öğretmenin notlandırma sistemine karşı çıktılar.)
- The board members disagreed on who should be the new CEO. (İngilizce: Yönetim kurulu üyeleri, kimin yeni CEO olması gerektiği konusunda fikir ayrılığına düştüler.)
- The neighbors disagreed on how to divide the cost of a shared fence. (İngilizce: Komşular, ortak bir çit için harcamaların nasıl bölüneceği konusunda fikir ayrılığına düştüler.)
- The team captain disagreed with the coach’s decision to bench the star player. (İngilizce: Takım kaptanı, antrenörün yıldız oyuncuyu yedek kulübesinde tutma kararına karşı çıktı.)
- The shareholders disagreed with the company’s decision to invest in a risky project. (İngilizce: Hisse sahipleri, riskli bir projeye yatırım yapma kararı konusunda şirketle fikir ayrılığına düştüler.)
Hemen Yorum Yaz