Dim İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dim İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dim İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Dim, ışığın yetersiz olduğu veya loş bir ortamda kısık bir aydınlatmayı ifade eder.

  1. The room was dimly lit, and it was hard to see anything. (Oda loştu ve bir şeyler görmek zordu.)
  2. She preferred a dim light for reading in the evening. (Akşamları okuma yaparken loş bir ışık tercih ederdi.)
  3. The dim glow of the fire provided some warmth. (Ateşin loş parıltısı biraz ısı sağladı.)
  4. I could barely make out her face in the dim light. (Loş ışıkta yüzünü hemen hemen görebildim.)
  5. The streetlights were dim, and it was difficult to drive safely. (Sokak lambaları loştu ve güvenli bir şekilde sürmek zordu.)
  6. The old bulb gave off a dim light, and it needed to be replaced. (Eski ampul loş bir ışık veriyordu ve değiştirilmesi gerekiyordu.)
  7. The room felt dim and dreary without any natural light. (Doğal ışık olmadan oda loş ve kasvetli hissettirdi.)
  8. The sunset created a dim orange glow in the sky. (Güneş batarken gökyüzünde loş turuncu bir ışıltı oluştu.)
  9. The dimly lit restaurant provided a romantic atmosphere. (Loş ışıkta aydınlanan restoran romantik bir atmosfer sağladı.)
  10. The dimness of the theater added to the suspense of the movie. (Tiyatronun loşluğu filmdeki gerilime katkıda bulundu.)
  11. The candles cast a dim light on the dinner table. (Mumlar akşam yemeği masasına loş bir ışık saçtı.)
  12. The dim hallway was eerie and unsettling. (Karanlık koridor ürkütücü ve huzursuz ediciydi.)
  13. The dim light in the hotel room was perfect for unwinding after a long day. (Otel odasındaki loş ışık, uzun bir günün ardından gevşemek için mükemmeldi.)
  14. The museum was dimly lit to protect the artwork. (Müze, sanat eserlerini korumak için loş ışıkta aydınlatıldı.)
  15. The dimmed headlights of the car allowed us to drive without blinding other drivers. (Arabanın kısık farları diğer sürücüleri kör etmeden sürmemizi sağladı.)
  16. The dimming light signaled the end of the day. (Işığın azalması günün sonunun geldiğini gösterdi.)
  17. The dim room was perfect for watching a movie in. (Loş oda, film izlemek için mükemmeldi.)
  18. The candles were dimmed to create a romantic atmosphere. (Mumlar romantik bir atmosfer yaratmak için loşlatıldı.)
  19. The dim glow of the night light

provided some comfort in the dark room. (Gece lambasının loş ışıltısı karanlık odada biraz rahatlık sağladı.)
20. The dim lightbulb in the hallway needed to be replaced to improve visibility. (Koridordaki loş ışık ampulü görünürlüğü artırmak için değiştirilmeliydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.