Difficulty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Difficulty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Difficulty (zorluk, güçlük)

Difficulty kelimesi, bir şeyin yapılmasını veya anlaşılmasını zorlaştıran bir durumu ifade eder. Aşağıda, difficulty kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulunmaktadır.

  1. I had difficulty understanding the instructions for this assignment. (Bu ödevin talimatlarını anlamakta zorluk çektim.)
  2. Learning a new language can be quite a difficulty. (Yeni bir dil öğrenmek oldukça zorluk çıkarabilir.)
  3. He had difficulty adjusting to the new job. (Yeni işe adapte olmakta zorluk çekti.)
  4. The company is facing financial difficulties. (Şirket mali zorluklarla karşı karşıya.)
  5. The mountain climb was full of difficulties. (Dağ tırmanışı zorluklarla doluydu.)
  6. The exam was so difficult that I couldn’t answer some of the questions. (Sınav öyle zordu ki bazı soruları cevaplayamadım.)
  7. Her health problems created difficulties for her at work. (Sağlık sorunları işinde ona zorluklar yarattı.)
  8. The company’s expansion plans were met with difficulties. (Şirketin genişleme planları zorluklarla karşılaştı.)
  9. I had difficulty finding my way around the new city. (Yeni şehirde yolumu bulmakta zorluk çektim.)
  10. The negotiations hit a difficulty when neither side would compromise. (Taraflardan hiçbiri taviz vermediğinde müzakereler zorlukla karşılaştı.)
  11. The project was abandoned due to technical difficulties. (Proje teknik zorluklar nedeniyle terk edildi.)
  12. He encountered difficulties when he tried to start his own business. (Kendi işini kurmaya çalıştığında zorluklarla karşılaştı.)
  13. The novel’s complex plot presented a difficulty for some readers. (Romanın karmaşık öyküsü bazı okuyucular için zorluk yarattı.)
  14. The athletes faced many difficulties during the training process. (Sporcular antrenman sürecinde birçok zorlukla karşılaştı.)
  15. The hurricane caused significant difficulties for the residents of the coastal town. (Kasırga kıyı kasabasındaki sakinler için önemli zorluklara neden oldu.)
  16. The language barrier presented a difficulty in communicating with the locals. (Dil bariyeri yerlilerle iletişimde zorluk yarattı.)

    1. The difficult economic conditions forced the company to lay off employees. (Zorlu ekonomik koşullar şirketi işten çıkarmaya zorladı.)
    2. The team faced difficulties in securing funding for their research project. (Takım araştırma projesi için finansman sağlamakta zorluklarla karşılaştı.)
    3. The legal complexities of the case created difficulties for the lawyers. (Davanın hukuki karmaşıklıkları avukatlar için zorluklar yarattı.)

    (Türkçe çeviriler eklendi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.