Diadem İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Diadem Nedir?
Diadem, kraliyet tacı olarak kullanılan süslü bir başlık veya saç bandıdır.
Örnek Cümleler:
- The queen’s diadem was encrusted with diamonds. (Kraliçenin tacı elmaslarla süslendi.)
- The diadem was passed down through generations of royalty. (Tac, kraliyetin nesiller boyunca devam eden bir mirasıydı.)
- She wore a simple diadem made of gold. (O, altından yapılmış sade bir tac takıyordu.)
- The diadem was stolen from the palace museum. (Tac, saray müzesinden çalındı.)
- The princess looked stunning in her diadem. (Prenses, taktığı tac ile harika görünüyordu.)
- The king’s diadem was too heavy for him to wear for long. (Kralın tacı, uzun süre takması için çok ağırdı.)
- The diadem was a symbol of the queen’s power. (Tac, kraliçenin gücünün sembolüydü.)
- The jeweler carefully crafted the diadem by hand. (Kuyumcu, taca özenle el işçiliğiyle şekil verdi.)
- The diadem was the centerpiece of the royal collection. (Tac, kraliyet koleksiyonunun merkeziydi.)
- The queen wore a diadem adorned with rubies and emeralds. (Kraliçe, yakut ve zümrütlerle süslenmiş bir tac takıyordu.)
- The diadem was stolen during a daring heist at the palace. (Tac, sarayda cesur bir soygun sırasında çalındı.)
- The princess felt like a true queen in her diadem. (Prenses, tacıyla gerçek bir kraliçe gibi hissetti.)
- The diadem was an ancient artifact from a lost civilization. (Tac, kaybolmuş bir medeniyetten kalma eski bir eserdi.)
- The king placed the diadem on his son’s head, symbolizing the passing of the throne. (Kral, tacı oğlunun başına koyarak tahtın devrini simgeledi.)
- The diadem was displayed in a glass case at the museum. (Tac, müzedeki cam kılıfta sergilendi.)
- The queen’s diadem was a family heirloom passed down for centuries. (Kraliçenin tacı, yüzyıllar boyunca aile mirası olarak aktarıldı.)
- The jeweler used rare gems to create the diadem. (Kuyumcu, taca nadir taşlar kullanarak şekil verdi.)
- The diadem was stolen by a group of thieves who broke into the palace. (Tac, saraya giren bir grup hırsız tarafından çalındı.)
- The princess lost her diadem while on a royal tour of foreign countries. (Prenses, yabancı ülkelerdeki kraliyet turunda tacını kaybetti.)
- The diadem sparkled in the sunlight, catching the eye of all who saw it. (Tac, güneş ışığında parılday
Diadem İle İlgili Cümleler (Devam)
Türkçe Karşılıklar:
- Kraliçenin tacı elmaslarla süslendi.
- Tac, kraliyetin nesiller boyunca devam eden bir mirasıydı.
- O, altından yapılmış sade bir tac takıyordu.
- Tac, saray müzesinden çalındı.
- Prenses, taktığı tac ile harika görünüyordu.
- Kralın tacı, uzun süre takması için çok ağırdı.
- Tac, kraliçenin gücünün sembolüydü.
- Kuyumcu, taca özenle el işçiliğiyle şekil verdi.
- Tac, kraliyet koleksiyonunun merkeziydi.
- Kraliçe, yakut ve zümrütlerle süslenmiş bir tac takıyordu.
- Tac, sarayda cesur bir soygun sırasında çalındı.
- Prenses, tacıyla gerçek bir kraliçe gibi hissetti.
- Tac, kaybolmuş bir medeniyetten kalma eski bir eserdi.
- Kral, tacı oğlunun başına koyarak tahtın devrini simgeledi.
- Tac, müzedeki cam kılıfta sergilendi.
- Kraliçenin tacı, yüzyıllar boyunca aile mirası olarak aktarıldı.
- Kuyumcu, taca nadir taşlar kullanarak şekil verdi.
- Tac, saraya giren bir grup hırsız tarafından çalındı.
- Prenses, yabancı ülkelerdeki kraliyet turunda tacını kaybetti.
- Tac, güneş ışığında parıldayarak görenlerin dikkatini çekti.
Not: Cümlelerin İngilizce kısımları kalın ve mavi renkte, Türkçe kısımları ise normal yazı tipiyle siyah renkte yazılmıştır.
Hemen Yorum Yaz