Detail İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Detail İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

DETAIL (Ayrıntı, Detay)

Detail, bir şeyin iç yüzünü, küçük parçalarını ve özelliklerini anlamak için gereken bilgileri ifade eder. İngilizcede “detail” kelimesi, bir şeyin tamamının veya bir kısmının ayrıntılı açıklamasını ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I need more detail about the project before I can make a decision. (Karar vermeden önce projenin daha fazla ayrıntısına ihtiyacım var.)
2. The devil is in the details, so be sure to read the contract carefully. (Şeytan ayrıntıda gizlidir, bu yüzden sözleşmeyi dikkatlice okuduğunuzdan emin olun.)
3. The architect went into great detail about the design of the building. (Mimar binanın tasarımı hakkında büyük ayrıntılar verdi.)
4. Can you give me more detail about your experience in customer service? (Müşteri hizmetlerindeki deneyiminiz hakkında daha fazla ayrıntı verebilir misiniz?)
5. The painting was beautiful, but the detail in the background really made it stand out. (Tablo güzeldi, ama arka plandaki ayrıntılar gerçekten öne çıktı.)
6. The dress had so many intricate details that it must have taken hours to make. (Elbise o kadar ince ayrıntılara sahipti ki yapması saatler sürmüş olmalı.)
7. The detective noticed a small detail in the witness’s testimony that helped solve the case. (Dedektif tanığın ifadesinde küçük bir ayrıntı fark etti ve bu sayede olay çözüldü.)
8. The teacher asked the students to pay close attention to the details in the painting. (Öğretmen öğrencilerden resimdeki ayrıntılara dikkat etmelerini istedi.)
9. The report provided a detailed analysis of the company’s financial situation. (Rapor, şirketin finansal durumunun detaylı bir analizini sağladı.)
10. The concert was amazing, but I especially loved the attention to detail in the stage design. (Konser harikaydı, ama özellikle sahne tasarımındaki ayrıntılara hayran kaldım.)
11. The chef spent hours perfecting the details of the dish before serving it to the guests. (Şef, misafirlere servis etmeden önce yemeğin ayrıntılarını mükemmelleştirmek için saatler harcadı.)
12. The dressmaker paid close attention to every detail in the wedding dress. (Terzi gelinlikteki her ayrıntıya dikkatle yaklaştı.)
13. The map provided a lot of detail about the terrain of the area. (Harita bölgenin coğrafyası hakkında birçok ayrıntı sağladı.)
14. The book was full of intricate details that made the story come alive. (Kitap, hikayey

15. The engineer was able to fix the machine because he paid attention to the smallest details. (Mühendis, en küçük ayrıntılara dikkat ettiği için makineyi tamir edebildi.)
16. The artist’s painting was stunning because of the detail in the brushstrokes. (Sanatçının tablosu, fırça darbelerindeki ayrıntılar sayesinde etkileyiciydi.)
17. The instructions for the game provided all the necessary details for players to understand how to play. (Oyunun talimatları, oyuncuların oyunu nasıl oynayacaklarını anlamaları için gereken tüm ayrıntıları sağladı.)
18. The journalist researched the story extensively to provide readers with all the details. (Gazeteci, okuyuculara tüm ayrıntıları sağlamak için hikayeyi kapsamlı bir şekilde araştırdı.)
19. The detective found a crucial detail in the crime scene that led to the arrest of the suspect. (Dedektif, suç mahallinde hayati bir ayrıntı buldu ve bu, şüphelinin tutuklanmasına yol açtı.)
20. The company’s presentation was impressive because of the attention to detail in the graphics and design. (Şirket sunumu, grafiklerdeki ve tasarımdaki ayrıntılara dikkat edildiği için etkileyiciydi.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve kırmızı renkle belirtilmiştir.)