Derange İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Derange İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Derange

İngilizce anlamı: to disturb the order or arrangement of something, to make someone upset or disorientated

Kısaca açıklaması: Bir şeyin düzenini veya düzenlemesini bozmak, birini üzmek veya şaşırtmak için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. She deranged all the books on the shelf. (O, raftaki tüm kitapları düzensiz hale getirdi.)
2. The loud noise deranged my concentration. (Yüksek ses konsantrasyonumu bozdu.)
3. The sudden change of plans completely deranged him. (Planların aniden değişmesi onu tamamen şaşırttı.)
4. The storm deranged the garden. (Fırtına bahçeyi harap etti.)
5. The illness deranged her mental state. (Hastalık zihnini bozdu.)
6. The unexpected news completely deranged him. (Beklenmedik haberler onu tamamen şaşırttı.)
7. His constant interruptions were deranging the speaker. (Sürekli kesintileri konuşmacıyı rahatsız ediyordu.)
8. The lack of sleep was deranging her. (Uyku eksikliği onu şaşırtıyordu.)
9. The earthquake deranged the city’s infrastructure. (Deprem şehrin altyapısını bozdu.)
10. His behavior was deranging the entire team. (Davranışları tüm ekibi rahatsız ediyordu.)
11. The medication deranged her sense of taste. (İlaç tad alma duyusunu bozdu.)
12. The constant stress was deranging his health. (Sürekli stres sağlığını bozuyordu.)
13. The wind deranged my hair. (Rüzgar saçlarımı dağıttı.)
14. The new layout completely deranged the office. (Yeni düzenleme ofisi tamamen karıştırdı.)
15. The bad news deranged the whole family. (Kötü haber aileyi üzdü.)
16. The computer virus deranged the entire system. (Bilgisayar virüsü tüm sistemi çökertti.)
17. The loud music was deranging the neighbors. (Yüksek müzik komşuları rahatsız ediyordu.)
18. The new employee was deranging the established routine. (Yeni çalışan kurulan rutini bozuyordu.)
19. The sudden power outage deranged the schedule. (Ani elektrik kesintisi programı altüst etti.)
20. The unexpected visitor deranged their evening plans. (Beklenmedik ziyaretçi akşam planlarını bozdu.)

21. The prank call completely deranged the receptionist. (Şaka telefonu resepsiyonisti tamamen şaşırttı.)
22. The graffiti on the walls deranged the appearance of the building. (Duvarlardaki grafiti binanın görünümünü bozdu.)
23. The construction noise was deranging the residents. (İnşaat gürültüsü sakinleri rahatsız ediyordu.)
24. The misplacement of the files deranged the entire project. (Dosyaların yanlış yerleştirilmesi tüm projeyi alt üst etti.)
25. The strong smell of the chemicals was deranging his sense of smell. (Kimyasalların yoğun kokusu koku alma duyusunu bozuyordu.)

(Türkçe karşılıklarını parantez içinde belirttik)

Not: Renkli yazı etiketleri OpenAI platformunda kullanılamamaktadır.