Demented İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Demented İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Demented

Demented kelimesinin Türkçe anlamı “akıl sağlığı bozuk, deli” olarak tanımlanabilir. İngilizce cümlelerde kullanılan örnekleri aşağıda bulabilirsiniz:

  1. She was convinced her neighbor was demented and had to be institutionalized. (Komşusunun akıl sağlığının bozuk olduğuna ve tedavi edilmesi gerektiğine inanıyordu.)
  2. The demented man attacked the police officers with a kitchen knife. (Akıl sağlığı bozuk adam mutfak bıçağıyla polislere saldırdı.)
  3. Her demented behavior worried her family and friends. (Onun akıl sağlığı bozuk davranışları ailesini ve arkadaşlarını endişelendiriyordu.)
  4. The demented patient was unable to recognize his own family members. (Akıl sağlığı bozuk hastanın kendi aile üyelerini tanıyamadığı gözlemlendi.)
  5. The old man had become demented and needed constant care. (Yaşlı adam akıl sağlığı bozulmuştu ve sürekli bakıma ihtiyaç duyuyordu.)
  6. The demented woman wandered aimlessly through the streets. (Akıl sağlığı bozuk kadın sokaklarda amaçsızca dolaştı.)
  7. The demented musician was still able to play his instrument beautifully. (Akıl sağlığı bozuk müzisyen hala enstrümanını güzel çalabiliyordu.)
  8. The demented patient’s condition deteriorated rapidly. (Akıl sağlığı bozuk hastanın durumu hızla kötüleşti.)
  9. The demented man’s rantings were unintelligible to everyone around him. (Akıl sağlığı bozuk adamın söylevleri etrafındaki herkes için anlaşılmazdı.)
  10. The family was relieved when the demented patient’s condition improved. (Aile, akıl sağlığı bozuk hastanın durumu düzeldiğinde rahatlamıştı.)
  11. The demented woman laughed maniacally as she swung the hammer. (Akıl sağlığı bozuk kadın çekiç sallarken manyakça güldü.)
  12. The demented patient refused to take his medication. (Akıl sağlığı bozuk hastanın ilaçlarını almaktan kaçındığı gözlendi.)
  13. The demented man’s outbursts of violence were becoming more frequent. (Akıl sağlığı bozuk adamın şiddet patlamaları giderek artıyordu.)
  14. The demented patient’s family struggled to cope with his erratic behavior. (Akıl sağlığı bozuk hastanın ailesi, dengesiz davranışlarıyla başa çıkmakta zorluk çekiyordu.)
  15. The demented man was convinced that aliens were trying to communicate with him. (Akıl sağlığı bozuk adam, uzaylıların kendisiyle iletişim kurmaya çalıştığına inanıyordu.)
  1. The demented woman had vivid hallucinations that terrified her. (Akıl sağlığı bozuk kadın, onu dehşete düşüren canlı hayaller görüyordu.)
  2. The demented patient’s family sought help from a specialist in geriatric psychiatry. (Akıl sağlığı bozuk hastanın ailesi, geriatrik psikiyatri uzmanından yardım istedi.)
  3. The demented man’s behavior was unpredictable and often violent. (Akıl sağlığı bozuk adamın davranışları öngörülemez ve sık sık şiddet içeriyordu.)
  4. The demented patient’s delusions made it difficult for him to distinguish reality from fantasy. (Akıl sağlığı bozuk hastanın sanrıları gerçeği hayal dünyasından ayırt etmesini zorlaştırıyordu.)
  5. The demented woman’s family struggled to find a care facility that could meet her needs. (Akıl sağlığı bozuk kadının ailesi, ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir bakım tesisini bulmakta zorluk çekiyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.