Demand İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Demand İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Demand (Talep)

Demand, bir mal veya hizmete olan istek ve ihtiyacı ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Talep, ekonomide fiyatlar, üretim ve tüketim gibi birçok faktörü etkiler ve bir ürün veya hizmetin başarısı için kritik öneme sahiptir.

Örnek cümleler:

  1. The demand for organic food is increasing every year. (Organik gıdaya olan talep her yıl artıyor.)
  2. There is a high demand for healthcare professionals during the pandemic. (Salgın döneminde sağlık çalışanlarına yüksek talep var.)
  3. The company had to increase production to meet the demand. (Firma, talebi karşılamak için üretimi artırmak zorunda kaldı.)
  4. There is a high demand for rental properties in the city center. (Şehir merkezinde kiralık mülklere yüksek talep var.)
  5. The demand for electric vehicles is expected to grow in the coming years. (Elektrikli araçlara olan talebin gelecek yıllarda artması bekleniyor.)
  6. The restaurant increased its prices due to high demand. (Restoran, yüksek talep nedeniyle fiyatları artırdı.)
  7. The demand for online shopping has skyrocketed during the pandemic. (Salgın döneminde online alışverişe olan talep tavan yaptı.)
  8. The company launched a new product to meet the growing demand in the market. (Firma, piyasada artan talebi karşılamak için yeni bir ürün piyasaya sürdü.)
  9. The demand for renewable energy sources is increasing worldwide. (Yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talep dünya çapında artıyor.)
  10. The hotel had to turn away customers due to high demand. (Otel, yüksek talep nedeniyle müşterileri geri çevirmek zorunda kaldı.)
  11. The demand for luxury goods is often influenced by social status. (Lüks mallara olan talep genellikle sosyal statü tarafından etkilenir.)
  12. The company hired more employees to keep up with the demand. (Firma, talebe yetişmek için daha fazla çalışan işe aldı.)
  13. The demand for air travel has decreased due to travel restrictions. (Seyahat kısıtlamaları nedeniyle hava yolculuğuna olan talep azaldı.)
  14. The store offers discounts to stimulate demand for its products. (Mağaza, ürünlerine olan talebi artırmak için indirimler sunar.)
  15. The demand for skilled labor is increasing in the technology sector. (Teknoloji sektöründe nitelikli işgücüne olan talep artıyor.)
  16. The company had to shut down its operations due to low demand. (Firma, düşük talep nedeniyle faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı.)
  17. The demand for affordable housing is a major issue in many cities. (Uygun fiyatlı konutlara olan talep birçok şehirde önemli bir sorun.)
  18. The government is investing in

renewable energy to meet the growing demand and reduce carbon emissions. (Hükümet, artan talebi karşılamak ve karbon emisyonlarını azaltmak için yenilenebilir enerjiye yatırım yapıyor.)
19. The demand for home office equipment has increased since the pandemic started. (Salgın başladığından beri evde çalışma ekipmanlarına olan talep arttı.)

  1. The company conducted market research to understand the demand for their new product. (Firma, yeni ürünleri için talebi anlamak için pazar araştırması yaptı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.