Delicately İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Delicately:
Delicately, Türkçe anlamı ile narin bir şekilde veya hassas bir şekilde anlamına gelir.
- She delicately placed the fragile vase on the shelf. (O narin bir şekilde hassas vazoyu rafta yerleştirdi.)
- The chef delicately seasoned the dish. (Şef yemeği narin bir şekilde baharatladı.)
- The ballerina danced delicately on her toes. (Bale dansçısı parmak uçlarında narin bir şekilde dans etti.)
- He delicately painted the intricate details of the portrait. (Karmaşık detayları narin bir şekilde resmin üzerine boyadı.)
- The butterfly landed delicately on the flower. (Kelebek çiçeğe narin bir şekilde kondu.)
- The pianist played the delicate melody with precision. (Piyano sanatçısı hassas melodiyi kesinlikle çaldı.)
- The delicate fabric required special care when washing. (Narin kumaş yıkama işlemi sırasında özel bakım gerektiriyordu.)
- She delicately wiped away her tears. (O gözyaşlarını narin bir şekilde silerek aldı.)
- The delicate balance of the ecosystem must be maintained. (Ekosistemin narin denge durumu korunmalıdır.)
- The delicate negotiations required careful handling. (Narin müzakereler özenli bir şekilde yönetilmeliydi.)
- The delicate arch of the bridge was a masterpiece of engineering. (Köprünün narin kemerli yapısı mühendislik harikasıydı.)
- She delicately applied the makeup to her face. (Makyajı yüzüne narin bir şekilde uyguladı.)
- The delicate operation required a skilled surgeon. (Hassas operasyon, deneyimli bir cerrah gerektiriyordu.)
- The delicate sound of the harp filled the room. (Harpın narin sesi odayı doldurdu.)
- The delicate flowers wilted in the heat. (Narin çiçekler sıcakta solgunlaştı.)
- The baby’s delicate skin required gentle care. (Bebeklerin narin cildi nazik bir bakım gerektirir.)
- The sculpture was carved delicately out of marble. (Heykel mermerden narin bir şekilde oyuldu.)
- The delicately flavored tea was a delight to drink. (Narin aromalı çay içmek büyük bir zevkti.)
- The delicate design of the necklace was breathtaking. (Kolyenin narin tasarımı nefes kesiciydi.)
- She delicately arranged the flowers in the vase. (Çiçekleri narin bir şekilde vazoya düzenledi.)
- The delicate handling of the antique vase was necessary to avoid damage. (Antika vazo narin bir şekilde ele alınması gerekiyordu ki zarar görmesin.)
- The painter delicately blended the colors on the canvas. (Ressam narin bir şekilde tuval üzerinde renkleri karıştırdı.)
- The delicate lace of the wedding dress was stunning. (Gelinlikteki narin dantel inanılmaz güzeldi.)
- The delicate aroma of the freshly baked bread filled the bakery. (Taze pişmiş ekmeğin narin aroması fırını doldurdu.)
- The bird landed delicately on the branch. (Kuş dalda narin bir şekilde kondu.)
- The delicate features of the newborn baby were adorable. (Yeni doğan bebeğin narin özellikleri sevimliydi.)
- The musician played the delicate notes on the harp with great skill. (Müzisyen harp üzerinde narin notaları büyük bir yetenekle çaldı.)
- The dancer moved delicately across the stage. (Dansçı sahnede narin bir şekilde hareket etti.)
- The delicate texture of the silk scarf felt luxurious against her skin. (İpek şalın narin dokusu teninde lüks hissettirdi.)
- The delicate brushstrokes on the painting created a beautiful effect. (Resimdeki narin fırça darbeleri güzel bir etki yarattı.)
Hemen Yorum Yaz