Dejected İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dejected İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dejected Nedir?


Dejected kelimesi “morali bozuk, üzgün ve umutsuz hisseden” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:


1. I felt dejected after failing my exam. (Sınavımda başarısız olduğum için moralim bozuk hissettim.)
2. The team was dejected after losing the championship. (Takım, şampiyonluğu kaybettikten sonra üzgün hissetti.)
3. She looked dejected when she heard the bad news. (Kötü haberleri duyunca üzgün görünüyordu.)
4. The dejected expression on his face told me that something was wrong. (Yüzündeki umutsuz ifade, bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyordu.)
5. The dejected player walked off the field after being injured. (Sakatlanınca sahadan umutsuz bir şekilde ayrıldı.)
6. She was dejected when her proposal was rejected by the board. (Teklifi yönetim kurulu tarafından reddedildiğinde moral bozuktu.)
7. He looked dejected after getting fired from his job. (İşinden kovulduktan sonra moral bozuk görünüyordu.)
8. The dejected look in his eyes broke my heart. (Gözlerindeki umutsuzluk, kalbimi kırdı.)
9. The dejected dog whimpered in the corner after being scolded. (Azarlandıktan sonra köpek köşede hıçkıra hıçkıra ağladı.)
10. He felt dejected when he realized he had missed his flight. (Uçağı kaçırdığını fark edince moralini bozdu.)
11. She was dejected when her artwork was not selected for the exhibit. (Eseri sergide seçilmediğinde moral bozuktu.)
12. The dejected crowd left the stadium after their team lost. (Takımları kaybettiğinde, üzgün kalabalık stadyumdan ayrıldı.)
13. He was dejected when he found out that his girlfriend was cheating on him. (Kız arkadaşının onu aldattığını öğrendiğinde moral bozuktu.)
14. The dejected student received a poor grade on his essay. (Denemesine düşük bir not aldığında moral bozuktu.)
15. She felt dejected when she saw that someone else had already taken her seat. (Başka birinin koltuğunu önceden aldığını görünce moralini bozdu.)
16. The dejected athlete walked off the court after losing the match. (Maçı kaybettikten sonra umutsuz bir şekilde korttan ayrıldı.)
17. He had a dejected expression on his face when he realized he had forgotten his phone at home. (Telefonunu evde unuttuğunu fark edince yüzünde umutsuz bir ifade vardı.)
18. The dejected child cried after losing the game. (Oyunu kaybettikten sonra üzgün çocuk ağladı.)
19. She felt dejected when she didn’t get the job she had applied for. (Ba

  1. The dejected singer didn’t make it to the final round of the competition. (Şarkıcı, yarışmanın final turuna kalamadığı için moral bozuktu.)


1. Sınavda başarısız olduğum için moralim bozuk hissettim.
2. Şampiyonluğu kaybettikten sonra takım üzgün hissetti.
3. Kötü haberleri duyunca üzgün görünüyordu.
4. Yüzündeki umutsuz ifade, bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyordu.
5. Sakatlanınca sahadan umutsuz bir şekilde ayrıldı.
6. Teklifi yönetim kurulu tarafından reddedildiğinde moral bozuktu.
7. İşinden kovulduktan sonra moral bozuk görünüyordu.
8. Gözlerindeki umutsuzluk, kalbimi kırdı.
9. Azarlandıktan sonra köpek köşede hıçkıra hıçkıra ağladı.
10. Uçağı kaçırdığını fark edince moralini bozdu.
11. Eseri sergide seçilmediğinde moral bozuktu.
12. Takımları kaybettiğinde, üzgün kalabalık stadyumdan ayrıldı.
13. Kız arkadaşının onu aldattığını öğrendiğinde moral bozuktu.
14. Denemesine düşük bir not aldığında moral bozuktu.
15. Başka birinin koltuğunu önceden aldığını görünce moralini bozdu.
16. Maçı kaybettikten sonra umutsuz bir şekilde korttan ayrıldı.
17. Telefonunu evde unuttuğunu fark edince yüzünde umutsuz bir ifade vardı.
18. Oyunu kaybettikten sonra üzgün çocuk ağladı.
19. Başvurduğu işi alamadığında moral bozuktu.
20. Şarkıcı, yarışmanın final turuna kalamadığı için moral bozuktu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.