Defame İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Defame
Defame, bir kişinin veya grubun itibarını kötüleme veya lekeleme eylemidir.
Örnek cümleler:
- She defamed her colleague by spreading rumors about her personal life. (O, meslektaşının kişisel hayatıyla ilgili söylentiler yayarak onu kötüledi.)
- The newspaper defamed the politician by publishing false information about him. (Gazete, siyasetçiyi hakkında yanlış bilgi yayınlayarak karalamıştır.)
- He was defamed by his ex-girlfriend on social media. (Eski kız arkadaşı tarafından sosyal medyada kötülenmiştir.)
- The company sued the blogger for defaming their brand. (Şirket, markalarını kötülediği için blog yazarına dava açtı.)
- The teacher was defamed by a student who spread false accusations about him. (Öğrencisi tarafından yanlış suçlamalar yayılarak öğretmen kötülendi.)
- The actor was defamed by a tabloid magazine. (Aktör, bir magazin dergisi tarafından kötülendi.)
- The athlete was defamed by a rival team’s fans. (Sporcu, rakip takımın taraftarları tarafından kötülenmiştir.)
- The company’s reputation was defamed by a product recall. (Şirketin ürün geri çağırması itibarını zedeledi.)
- The politician defamed his opponent in a public speech. (Siyasetçi, kamuoyu önünde rakibini karalamıştır.)
- The author was defamed by a negative book review. (Yazar, olumsuz bir kitap eleştirisiyle kötülenmiştir.)
- The celebrity was defamed by paparazzi photos. (Ünlü, paparazzi fotoğrafları ile kötülendi.)
- The employee was defamed by a coworker who spread lies about him. (Çalışma arkadaşı tarafından yalanlar yayarak çalışan kötülendi.)
- The company’s reputation was defamed by a scandal involving their CEO. (CEO’ları ile ilgili bir skandal, şirketin itibarını zedeledi.)
- The politician defamed a whole community with his discriminatory remarks. (Siyasetçi, ayrımcı söylemleriyle bir topluluğu kötülemiştir.)
- The artist was defamed by critics who called his work mediocre. (
Elektrikli bisikletler hakkındaki yanlış bilgiler, bu yeni teknolojinin kamuoyu tarafından defalarca kötülenmesine neden oldu.
- The organization defamed the charity by accusing them of misusing funds. (Kuruluş, fonları yanlış kullanmakla suçladığı hayır kurumunu kötülemiştir.)
- The company defamed a former employee by giving a negative reference. (Şirket, olumsuz bir referans vererek eski bir çalışanı kötülemiştir.)
- The athlete defamed his opponent by accusing him of using performance-enhancing drugs. (Sporcu, rakibinin performans artırıcı ilaçlar kullandığını iddia ederek onu kötüledi.)
- The restaurant defamed a customer by accusing him of not paying the bill. (Restoran, hesabı ödemediği için bir müşteriyi kötüleyerek suçladı.)
- The journalist defamed a public figure by publishing a misleading article about them. (Gazeteci, hakkında yanıltıcı bir makale yayınlayarak kamuoyu figürünü kötülemiştir.)
Türkçe karşılıklar:
- Kötülemek, iftira atmak
- Karalamak, lekelemek
- Kötülemek, iftira atmak
- Karalamak, kötülemek
- Kötülemek, iftira atmak
- Kötülemek, iftira atmak
- Kötülemek, iftira atmak
- Lekelemek, itibarını zedelemek
- Karalamak, iftira atmak
- Kötülemek, iftira atmak
- Kötülemek, iftira atmak
- Kötülemek, iftira atmak
- Lekelemek, itibarını zedelemek
- Kötülemek, iftira atmak
- Kötülemek, eleştirmek
- Kötülemek, iftira atmak
- Kötülemek, iftira atmak
- Kötülemek, iftira atmak
- Kötülemek, suçlamak
- Kötülemek, yanıltmak.
Hemen Yorum Yaz