Decision İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Decision İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Decision

Türkçe anlamı: Karar, karar verme

  1. I have to make a decision about which college to attend. (Hangi üniversiteye gitmek konusunda bir karar vermem gerekiyor.)
  2. She couldn’t make a decision without more information. (Daha fazla bilgi olmadan bir karar veremedi.)
  3. The company’s decision to lay off employees was met with widespread criticism. (Şirketin çalışanları işten çıkarma kararı geniş çapta eleştiriyle karşılandı.)
  4. He regretted his decision to quit his job. (İşinden ayrılma kararından pişman oldu.)
  5. The court’s decision was final and could not be appealed. (Mahkemenin kararı kesin ve temyiz edilemezdi.)
  6. It’s important to weigh all the options before making a decision. (Karar vermeden önce tüm seçenekleri değerlendirmek önemlidir.)
  7. The committee reached a unanimous decision to proceed with the project. (Komite, projeye devam etme konusunda oybirliğiyle karar aldı.)
  8. She made the decision to start her own business. (Kendi işini kurmaya karar verdi.)
  9. The government’s decision to raise taxes was unpopular with the public. (Hükümetin vergileri arttırma kararı halkın hoşuna gitmedi.)
  10. After much deliberation, he finally made a decision. (Uzun düşüncelerden sonra sonunda bir karar verdi.)
  11. His decision to donate his winnings to charity was a selfless act. (Kazancını hayır kurumlarına bağışlama kararı özverili bir davranıştı.)
  12. The decision to cancel the concert was due to the bad weather. (Konseri iptal etme kararı kötü hava şartlarından dolayı alındı.)
  13. She made the decision to pursue a career in medicine. (Tıp alanında kariyer yapma kararı aldı.)
  14. We have to make a decision before the deadline. (Son tarihten önce bir karar vermemiz gerekiyor.)
  15. The jury’s decision was based on the evidence presented in court. (Jüri kararı mahkemede sunulan delillere dayanıyordu.)
  16. I need some time to think before I make a decision. (Karar vermeden önce düşünmek için biraz zamanıma ihtiyacım var.)
  17. The company’s decision to expand its operations was a risky move. (Şirketin faaliyetlerini genişletme kararı riskli bir hamleydi.)
  18. The government’s decision to invest in renewable energy was a step in the right direction. (Hükümetin yenilenebilir enerjiye yatırım yapma kararı doğru yönde bir adımdı.)
  19. His decision to propose to her was a surprise to everyone. (Ona evlenme teklif etme kararı herkesi şaşırttı.)
  20. The decision to close the factory was a devastating blow to the town’s economy. (Fabrikayı kapatma kararı kasabanın ekonomisine yıkıcı bir darbe oldu.)

Make a Decision

Türkçe anlamı: Karar vermek, bir karar almak

  1. I need to make a decision about which car to buy. (Hangi arabayı alacağıma karar vermem gerekiyor.)
  2. He finally made a decision about where to go on vacation. (Tatile nereye gideceğine dair sonunda bir karar verdi.)
  3. It’s important to make a decision based on facts, not emotions. (Karar verirken duygular yerine gerçeklere dayanmak önemlidir.)
  4. We made the decision to move to a bigger house. (Daha büyük bir eve taşınma kararı aldık.)
  5. I can’t make a decision without consulting my family first. (Ailemle danışmadan karar veremem.)
  6. She made the decision to quit her job and travel the world. (İşinden ayrılıp dünyayı gezmeye karar verdi.)
  7. He’s having a hard time making a decision because there are so many options. (Çok sayıda seçenek olduğundan karar vermek zor geliyor.)
  8. The board of directors made a decision to merge with another company. (Yönetim kurulu başka bir şirketle birleşme kararı aldı.)
  9. It’s time to make a decision and move forward with the project. (Karar verme zamanı geldi ve projeye devam etmek gerekiyor.)
  10. She made the difficult decision to end their relationship. (Zor bir kararla ilişkilerine son verdi.)
  11. The committee made a unanimous decision to hire the new candidate. (Komite, yeni adayı işe almak konusunda oybirliğiyle karar aldı.)
  12. He made the decision to invest his savings in the stock market. (Birikimlerini borsada yatırım yapma kararı aldı.)
  13. We need to make a decision quickly before it’s too late. (Çok geçmeden karar vermemiz gerekiyor.)
  14. The team made a decision to focus on improving customer service. (Ekip, müşteri hizmetlerini geliştirmeye odaklanma kararı aldı.)
  15. She’s still trying to make a decision about which career path to follow. (Hangi kariyer yolunu izleyeceği konusunda hala karar vermeye çalışıyor.)
  16. The management made a tough decision to lay off some employees due to budget cuts. (Yönetim, bütçe kesintileri nedeniyle bazı çalışanları işten çıkarma konusunda zor bir karar aldı.)
  17. It’s hard to make a decision when there are pros and cons to each option. (Her seçeneğin avantajları ve dezavantajları olduğunda karar vermek zor.)
  18. They made the decision to postpone the event until next month. (Etkinliği önümüzdeki ay kadar erteleme kararı aldılar.)
  19. The committee made a decision to award the scholarship to the most deserving candidate. (Komite, bursu en hak eden adaya vermeye karar aldı.)
  20. Sometimes it’s better to make a decision, even if it’s not the perfect one. (Bazen mükemmel ol

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.