Decimation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Decimation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Decimation Nedir?

Decimation, bir bütünün belli bir oranda azaltılması veya kesilmesi anlamına gelir. Genellikle matematiksel ve bilgisayar bilimleri alanlarında kullanılan bir terimdir.

Örnek Cümleler:

1. The company decided to decimate its workforce in order to cut costs. (Şirket maliyetleri azaltmak için iş gücünü decimate etmeye karar verdi.)
2. The earthquake decimated the city, leaving only rubble behind. (Deprem şehri decimate ederek geride sadece enkaz bıraktı.)
3. The virus has the potential to decimate the population if we don’t take action soon. (Virus yakın zamanda bir eylem alınmazsa nüfusu decimate etme potansiyeline sahiptir.)
4. The hurricane decimated the coastal town, destroying homes and businesses. (Kasırga sahil kasabasını decimate ederek evleri ve işletmeleri yıktı.)
5. The war decimated the country’s infrastructure, making it difficult for people to get access to basic necessities. (Savaş ülkenin altyapısını decimate ederek insanların temel ihtiyaçlara erişimini zorlaştırdı.)
6. The drought decimated the crop yields, leaving farmers with little to no harvest. (Kuraklık ürün verimlerini decimate ederek çiftçileri neredeyse hiç hasat bırakmadı.)
7. The company’s profits were decimated by the pandemic. (Şirketin karı pandemi tarafından decimate edildi.)
8. The fishing industry is in danger of being decimated if overfishing continues. (Aşırı avlanma devam ederse, balıkçılık endüstrisi decimate edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.)
9. The forest fire decimated acres of land, leaving a trail of destruction. (Orman yangını arazinin acres’lerce büyüklüğünde decimate ederek yıkım izi bıraktı.)
10. The economic crisis decimated the country’s currency, leading to hyperinflation. (Ekonomik kriz ülkenin para birimini decimate ederek hiperenflasyona yol açtı.)
11. The disease has the potential to decimate the bee population, which would be catastrophic for the ecosystem. (Hastalık arı popülasyonunu decimate etme potansiyeline sahiptir ve bu ekosistem için felaket olur.)
12. The team’s hopes of making it to the playoffs were decimated after a series of losses. (Takımın playoff’lara gitme umutları bir dizi mağlubiyetten sonra decimate edildi.)
13. The invasion decimated the enemy’s defenses, allowing our troops to advance. (İstila düşmanın savunmasını decimate ederek bizim birliklerimizin ilerlemesine izin verdi.)
14. The pandemic has decimated the tourism industry, leaving many people out of work. (Pandemi turizm endüstrisini decimate ederek birçok insanı işsiz bıraktı.)
15. The financial crisis dec

imated the housing market, causing property values to plummet. (Mali kriz konut piyasasını decimate ederek emlak değerlerinin düşmesine neden oldu.)
16. The hurricane decimated the power grid, leaving thousands of people without electricity. (Kasırga elektrik şebekesini decimate ederek binlerce insanı elektriksiz bıraktı.)

17. The disease has decimated the world’s population, leading to a global health crisis. (Hastalık dünya nüfusunu decimate ederek küresel bir sağlık krizine yol açtı.)
18. The team was decimated by injuries, forcing them to rely on inexperienced players. (Takım yaralanmalar nedeniyle decimate edildi ve tecrübesiz oyunculara güvenmek zorunda kaldılar.)
19. The invasive species has the potential to decimate the native ecosystem if left unchecked. (Yabancı türler kontrolsüz bırakılırsa, yerli ekosistemi decimate etme potansiyeline sahiptir.)
20. The company’s reputation was decimated by a scandal, leading to a loss of trust from customers. (Şirketin itibarı skandal tarafından decimate edildi ve müşterilerin güven kaybına neden oldu.)