Deception İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deception İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deception (Aldatma)

Deception, insanları yanıltmak veya kandırmak amacıyla kullanılan bir davranıştır. Bu terim, dürüstlük ve doğruluk kavramlarına aykırıdır ve genellikle manipülasyon ve hile ile ilişkilendirilir.

Örnek cümleler:

1. She was accused of deception after she lied about her qualifications. (Yeterlilikleri hakkında yalan söylediği için aldatma suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.)
2. The magician’s trick was based on deception. (Sihirbazın hilesi, aldatmaya dayanıyordu.)
3. His deception was uncovered when the truth came out. (Gerçek ortaya çıktığında, onun aldatmacası açığa çıktı.)
4. She used deception to get ahead in her career. (Kariyerinde ilerlemek için aldatmayı kullandı.)
5. The company was found guilty of deception for falsely advertising their product. (Şirketleri, ürünlerini yanlış reklam yapmak için aldatma suçundan suçlu bulundu.)
6. His deception was so convincing that no one suspected a thing. (Aldatması o kadar inandırıcıydı ki hiç kimse bir şeyden şüphelenmedi.)
7. Deception is never the answer to a problem. (Aldatma, hiçbir zaman bir sorunun cevabı değildir.)
8. The spy used deception to gather information from his enemies. (Casus, düşmanlarından bilgi toplamak için aldatmayı kullandı.)
9. Her deception cost her the trust of her friends and family. (Aldatması, arkadaşlarının ve ailesinin güvenini kaybetmesine neden oldu.)
10. The politician’s deception was exposed by the media. (Politikacının aldatması medya tarafından ortaya çıkarıldı.)
11. Deception is often used in the game of poker. (Aldatma, poker oyununda sıkça kullanılır.)
12. The con artist’s deception was so elaborate that many people fell for it. (Dolandırıcının aldatması o kadar karmaşıktı ki birçok insan ona inandı.)
13. His deception was so obvious that no one believed him. (Aldatması o kadar açıktı ki hiç kimse ona inanmadı.)
14. Deception is never justified, even in desperate situations. (Aldatma, çaresiz durumlarda bile haklı gösterilemez.)
15. The police used deception to catch the criminal. (Polis, suçluyu yakalamak için aldatmayı kullandı.)
16. She felt guilty about using deception to get what she wanted. (İstediğini elde etmek için aldatmayı kullanmanın suçluluğunu hissetti.)
17. Deception is a common tactic in warfare. (Aldatma, savaşta yaygın bir taktiktir.)
18. The company’s deception resulted in a lawsuit. (Şirketin aldatması bir dava ile sonuçlandı.)
19. He was caught in his own deception

20. Deception can have serious consequences for both the deceiver and the deceived. (Aldatma, aldatan ve aldatılan için ciddi sonuçlara yol açabilir.)

Türkçe karşılıklar:

1. Yeterlilikleri hakkında yalan söylediği için aldatma suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.
2. Sihirbazın hilesi, aldatmaya dayanıyordu.
3. Gerçek ortaya çıktığında, onun aldatmacası açığa çıktı.
4. Kariyerinde ilerlemek için aldatmayı kullandı.
5. Şirketleri, ürünlerini yanlış reklam yapmak için aldatma suçundan suçlu bulundu.
6. Aldatması o kadar inandırıcıydı ki hiç kimse bir şeyden şüphelenmedi.
7. Aldatma, hiçbir zaman bir sorunun cevabı değildir.
8. Casus, düşmanlarından bilgi toplamak için aldatmayı kullandı.
9. Aldatması, arkadaşlarının ve ailesinin güvenini kaybetmesine neden oldu.
10. Politikacının aldatması medya tarafından ortaya çıkarıldı.
11. Aldatma, poker oyununda sıkça kullanılır.
12. Dolandırıcının aldatması o kadar karmaşıktı ki birçok insan ona inandı.
13. Aldatması o kadar açıktı ki hiç kimse ona inanmadı.
14. Aldatma, çaresiz durumlarda bile haklı gösterilemez.
15. Polis, suçluyu yakalamak için aldatmayı kullandı.
16. İstediğini elde etmek için aldatmayı kullanmanın suçluluğunu hissetti.
17. Aldatma, savaşta yaygın bir taktiktir.
18. Şirketin aldatması bir dava ile sonuçlandı.
19. Kendi aldatmasında yakalandı.
20. Aldatma, aldatan ve aldatılan için ciddi sonuçlara yol açabilir.