Debutante İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Debutante İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Debutante

Debutante, Fransızca kökenli bir kelime olup, genellikle zengin ailelerin kızlarının resmi olarak sosyete hayatına girdiği ve toplumda tanınmaya başladığı bir dönemi ifade eder.

1. As a debutante, she was required to attend numerous social events. (Debutante olarak, birçok sosyal etkinliğe katılması gerekiyordu.)
2. Her family threw a lavish party to celebrate her debutante ball. (Ailesi, debutante balosunu kutlamak için gösterişli bir parti düzenledi.)
3. The debutante was nervous as she made her entrance into the ballroom. (Debutante, balo salonuna giriş yaparken heyecanlıydı.)
4. My cousin was presented as a debutante last night. (Kuzenim dün gece debutante olarak tanıtıldı.)
5. The debutante’s gown was adorned with intricate beading and embroidery. (Debutante’nin elbisesi karmaşık boncuk işleri ve nakışlarla süslenmişti.)
6. Many young women aspire to become debutantes and make their mark in high society. (Birçok genç kadın, debutante olmak ve yüksek sosyetedeki yerini almak istiyor.)
7. As a debutante, she was expected to adhere to certain rules of etiquette. (Debutante olarak, belirli etik kurallara uyması bekleniyordu.)
8. The debutante’s father gave a speech during her presentation. (Debutante’nin babası sunum sırasında bir konuşma yaptı.)
9. The debutante wore a tiara on her head, adding to her regal appearance. (Debutante başında bir taç takıyordu, kraliyetçi görünümüne katkıda bulunuyordu.)
10. The debutante’s family had to pay a significant amount of money for her coming-out party. (Debutante’nin ailesi, çıkış partisi için önemli bir miktar para ödemek zorunda kaldı.)
11. She practiced her dance moves for weeks leading up to her debutante ball. (Debutante balosundan önce haftalarca dans hareketlerini pratik yaptı.)
12. The debutante’s mother helped her choose the perfect dress for the occasion. (Debutante’nin annesi, uygun elbiseyi seçmesine yardım etti.)
13. The debutante was introduced to many eligible bachelors at the ball. (Debutante, baloda birçok uygun bekarla tanıştırıldı.)
14. The debutante was excited to finally be part of high society. (Debutante, sonunda yüksek sosyetenin bir parçası olmaktan heyecanlıydı.)
15. The debutante curtsied to the crowd as a sign of respect. (Debutante, saygı gösterisi olarak kalabalığa reverans yaptı.)
16. The debutante’s parents were proud of their daughter’s accomplishments. (Debutante’nin ebeveynleri, kızlarının başarılarıyla gurur duydular.)
17. The debutante’s escort was a handsome

young man, dressed in a tailored suit. (Debutante’nin eşlikçisi, özel dikilmiş bir takım elbise giymiş yakışıklı bir gençti.)
18. The debutante was the center of attention at the ball, with everyone eager to meet her. (Debutante, baloda ilgi odağıydı ve herkes onunla tanışmak için sabırsızdı.)

19. The debutante’s parents hosted a brunch the morning after the ball to thank everyone for attending. (Debutante’nin ebeveynleri, balodan sonra sabah kahvaltısı düzenledi ve katılımcılara teşekkür etti.)
20. The debutante was grateful for the opportunity to experience such a special moment in her life. (Debutante, hayatında bu kadar özel bir anı yaşama fırsatı için minnettar oldu.)