Debtor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Debtor Nedir?
Debtor, borçlu anlamına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılmaktadır. Borçlu olan kişi ya da kuruluşları ifade eder.
Örnek Cümleler:
- The debtor has to pay back the loan with interest. (Borçlu faiziyle birlikte krediyi geri ödemek zorundadır.)
- My friend is a debtor to the bank for his car loan. (Arkadaşım arabası için bankaya bir borçlu durumda.)
- The company is facing financial troubles and is struggling to pay off its debtors. (Şirket mali sıkıntılarla karşı karşıya ve borçlarını ödemekte zorlanıyor.)
- The debtor failed to make his monthly payments on time. (Borçlu, aylık ödemelerini zamanında yapamadı.)
- The bank will take legal action against the debtor if he doesn’t pay his debts. (Banka, borçlarını ödemezse borçlu hakkında yasal işlem başlatacak.)
- He is a debtor to several creditors and is struggling to keep up with his payments. (O, birkaç alacaklıya borçlu ve ödemelerini yapmakta zorlanıyor.)
- The debtor pleaded with the bank to give him more time to pay off his debts. (Borçlu, borçlarını ödemek için daha fazla zaman istemek için bankayla yalvardı.)
- The debtor filed for bankruptcy after failing to pay back his debts. (Borçlu, borçlarını geri ödeyemeyince iflas başvurusu yaptı.)
- The debtor was able to negotiate a lower interest rate with the bank. (Borçlu, bankayla daha düşük bir faiz oranı üzerinde anlaşma yapabildi.)
- The debtor promised to pay back the loan as soon as possible. (Borçlu, krediyi mümkün olan en kısa sürede geri ödeyeceğine söz verdi.)
- The debtor was relieved to hear that his request for a loan extension had been approved. (Borçlu, kredi uzatma talebinin onaylandığını duyunca rahatladı.)
- The debtor was able to pay off his debts by selling his car. (
Borçlu arabasını satarak borçlarını ödeyebildi.)
13. The debtor was taken to court for not paying back his loans. (Borçlu, kredilerini geri ödemediği için mahkemeye çıkarıldı.)
- The debtor asked his family for help in paying off his debts. (Borçlu, ailesinden borçlarını ödemede yardım istedi.)
- The debtor was in a difficult financial situation and couldn’t afford to pay his debts. (Borçlu, zor bir mali durumda ve borçlarını ödemeye gücü yetmiyordu.)
- The company’s debtors were becoming increasingly impatient with the delays in payment. (Şirketin borçluları, ödeme gecikmelerinden dolayı giderek daha sabırsız hale geliyorlardı.)
- The debtor was able to secure a loan from a different bank to pay off his debts. (Borçlu, borçlarını ödemek için farklı bir bankadan kredi almayı başardı.)
- The debtor was relieved to hear that the bank had agreed to reduce his monthly payments. (Borçlu, bankanın aylık ödemelerini azaltmayı kabul ettiğini duyunca rahatladı.)
- The company was able to negotiate a payment plan with its debtors. (Şirket, borçlu olanlarıyla bir ödeme planı üzerinde anlaşmayı başardı.)
- The debtor was required to provide collateral in order to secure the loan. (Borçlu, krediyi temin etmek için teminat sağlamak zorunda kaldı.)
Hemen Yorum Yaz