Debonair İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Debonair İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Debonair ne anlama gelir?

Debonair, kişinin zarafet ve nezaketi ile ilgili bir sıfattır. Bu kelime, erkekler için kullanıldığında, kibarlığı ve zarafeti yansıtmak amacıyla kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. John always acts debonair around his clients. (John, her zaman müşterileri etrafında zarif davranır.)
  2. The debonair waiter impressed the guests with his impeccable manners. (Zarif garson, kusursuz davranışlarıyla konukları etkiledi.)
  3. He looked debonair in his suit and tie. (Takım elbisesi ve kravatıyla zarif görünüyordu.)
  4. The debonair gentleman held the door open for the ladies. (Zarif beyefendi, bayanlar için kapıyı açık tuttu.)
  5. She finds his debonair charm very attractive. (Onun zarif çekiciliğini çok çekici buluyor.)
  6. He always speaks in a debonair tone. (Her zaman zarif bir tonla konuşur.)
  7. The actor’s debonair looks made him perfect for the role. (Oyuncunun zarif görünümü, onu rol için mükemmel kıldı.)
  8. She was impressed by his debonair manners. (Zarif davranışlarından etkilendi.)
  9. The debonair businessman knew how to charm his clients. (Zarif iş adamı, müşterilerini nasıl etkileyeceğini biliyordu.)
  10. His debonair attitude won him many friends. (Zarif tavırları, ona birçok arkadaş kazandırdı.)
  11. She appreciated his debonair gesture of holding the door open for her. (Onun kapıyı açık tutma zarafetini takdir etti.)
  12. The debonair man walked into the room with confidence. (Zarif adam, kendinden emin bir şekilde odanın içine girdi.)
  13. His debonair personality made him a popular choice for the position. (Zarif kişiliği, pozisyon için popüler bir seçim yapmasını sağladı.)
  14. The debonair groom looked dashing in his tuxedo. (Zarif damat, smokininde harika görünüyordu.)
  15. The debonair singer captivated the audience with his smooth voice. (Zarif şarkıcı, pürüzsüz sesiyle seyirciyi büyüledi.)
  16. She was impressed by his debonair style of dressing. (Onun zarif giyim tarzından etkilendi.)
  17. The debonair gentleman greeted the ladies with a smile. (Zarif beyefendi, bayanları bir gülümsemeyle karşıladı.)
  18. The debonair host made sure that his guests were comfortable. (Zarif ev sahibi, misafirlerinin rahat olduğundan emin oldu.)
  19. His debonair behavior earned him the respect of his colleagues. (Zarif davranışları, meslektaşlarının saygısını kazand
  1. The debonair professor was always well-dressed and well-spoken. (Zarif profesör her zaman iyi giyimli ve iyi konuşuyordu.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. John, her zaman müşterileri etrafında zarif davranır.
  2. Zarif garson, kusursuz davranışlarıyla konukları etkiledi.
  3. Takım elbisesi ve kravatıyla zarif görünüyordu.
  4. Zarif beyefendi, bayanlar için kapıyı açık tuttu.
  5. Onun zarif çekiciliğini çok çekici buluyor.
  6. Her zaman zarif bir tonla konuşur.
  7. Oyuncunun zarif görünümü, onu rol için mükemmel kıldı.
  8. Zarif davranışlarından etkilendi.
  9. Zarif iş adamı, müşterilerini nasıl etkileyeceğini biliyordu.
  10. Zarif tavırları, ona birçok arkadaş kazandırdı.
  11. Onun kapıyı açık tutma zarafetini takdir etti.
  12. Zarif adam, kendinden emin bir şekilde odanın içine girdi.
  13. Zarif kişiliği, pozisyon için popüler bir seçim yapmasını sağladı.
  14. Zarif damat, smokininde harika görünüyordu.
  15. Zarif şarkıcı, pürüzsüz sesiyle seyirciyi büyüledi.
  16. Onun zarif giyim tarzından etkilendi.
  17. Zarif beyefendi, bayanları bir gülümsemeyle karşıladı.
  18. Zarif ev sahibi, misafirlerinin rahat olduğundan emin oldu.
  19. Zarif davranışları, meslektaşlarının saygısını kazandı.
  20. Zarif profesör her zaman iyi giyimli ve iyi konuşuyordu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.