Dance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Anlam: Dans etmek veya dans etme sanatıyla ilgili olan eylem veya faaliyet.

  1. I love to dance to the rhythm of the music. (Müziğin ritmine göre dans etmeyi seviyorum.)
  2. She’s taking dance lessons every Saturday. (O, her Cumartesi dans dersleri alıyor.)
  3. He has excellent dance moves. (Onun harika dans hareketleri var.)
  4. They danced all night at the party. (Partide tüm gece boyunca dans ettiler.)
  5. She’s been practicing her dance routine for weeks. (Haftalardır dans rutinini çalışıyor.)
  6. Dancing is a great way to stay active and fit. (Dans etmek, aktif ve sağlıklı kalmak için harika bir yoldur.)
  7. He’s a professional dancer and choreographer. (O, profesyonel bir dansçı ve koreograf.)
  8. The ballet dancers gracefully moved across the stage. (Bale dansçıları zarifçe sahne üzerinde hareket ettiler.)
  9. I always dance with my partner at weddings. (Düğünlerde her zaman partnerimle dans ederim.)
  10. She’s hoping to join a dance troupe next year. (O, gelecek yıl bir dans ekibine katılmayı umuyor.)
  11. The ballroom dance competition was fierce. (Ballroom dans yarışması çetindi.)
  12. He loves to breakdance and show off his skills. (O, breakdance yapmayı ve yeteneklerini sergilemeyi seviyor.)
  13. The dance performance was a big hit with the audience. (Dans gösterisi izleyiciler arasında büyük ilgi gördü.)
  14. She’s been practicing her dance routine in front of the mirror. (Dans rutinini aynanın önünde çalışıyor.)
  15. They danced the night away under the stars. (Yıldızlar altında tüm gece boyunca dans ettiler.)
  16. The dance studio offers classes for all ages and levels. (Dans stüdyosu tüm yaş gruplarına ve seviyelere uygun dersler sunar.)
  17. She’s always been passionate about dance since she was a little girl. (O, küçük bir kızken dansa karşı hep tutkulu oldu.)
  18. They performed a traditional folk dance at the festival. (Festivalde geleneksel bir halk dansı sergilediler.)
  19. The dance instructor taught them a new routine. (Dans öğretmeni onlara yeni bir rutin öğretti.)
  20. Dancing is a great way to express yourself creatively. (Dans etmek, kendinizi yaratıcı bir şekilde ifade etmenin harika bir yoludur.)
  1. The wedding reception had a live band and everyone danced all night. (Düğün resepsiyonunda canlı bir müzik grubu vardı ve herkes tüm gece boyunca dans etti.)
  2. He’s trying to learn salsa dancing to surprise his girlfriend. (Kız arkadaşını şaşırtmak için salsa dansı öğrenmeye çalışıyor.)
  3. The dance performance was a beautiful blend of classical and modern dance styles. (Dans gösterisi, klasik ve modern dans tarzlarının güzel bir karışımıydı.)
  4. The dance troupe’s costumes were elaborate and colorful. (Dans ekibinin kostümleri gösterişli ve renkliydi.)
  5. She’s been chosen to be the lead dancer in the upcoming production. (Yaklaşan üretimde baş dansçı olması için seçildi.)
  6. Dancing with a partner requires good communication and teamwork. (Bir partnerle dans etmek, iyi iletişim ve takım çalışması gerektirir.)
  7. The dance floor was packed with people moving to the beat. (Dans pisti, ritme uygun hareket eden insanlarla doluydu.)
  8. He’s been practicing his hip-hop dance moves in his bedroom. (Hip-hop dans hareketlerini odasında çalışıyor.)
  9. The dance performance told a moving story through movement and music. (Dans gösterisi, hareket ve müzik yoluyla dokunaklı bir hikaye anlattı.)
  10. She’s been dreaming of becoming a professional dancer since she was a little girl. (Küçük bir kızken profesyonel bir dansçı olma hayali kuruyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.