Dance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Dance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Anlam: Dans etmek veya dans etme sanatıyla ilgili olan eylem veya faaliyet.
- I love to dance to the rhythm of the music. (Müziğin ritmine göre dans etmeyi seviyorum.)
- She’s taking dance lessons every Saturday. (O, her Cumartesi dans dersleri alıyor.)
- He has excellent dance moves. (Onun harika dans hareketleri var.)
- They danced all night at the party. (Partide tüm gece boyunca dans ettiler.)
- She’s been practicing her dance routine for weeks. (Haftalardır dans rutinini çalışıyor.)
- Dancing is a great way to stay active and fit. (Dans etmek, aktif ve sağlıklı kalmak için harika bir yoldur.)
- He’s a professional dancer and choreographer. (O, profesyonel bir dansçı ve koreograf.)
- The ballet dancers gracefully moved across the stage. (Bale dansçıları zarifçe sahne üzerinde hareket ettiler.)
- I always dance with my partner at weddings. (Düğünlerde her zaman partnerimle dans ederim.)
- She’s hoping to join a dance troupe next year. (O, gelecek yıl bir dans ekibine katılmayı umuyor.)
- The ballroom dance competition was fierce. (Ballroom dans yarışması çetindi.)
- He loves to breakdance and show off his skills. (O, breakdance yapmayı ve yeteneklerini sergilemeyi seviyor.)
- The dance performance was a big hit with the audience. (Dans gösterisi izleyiciler arasında büyük ilgi gördü.)
- She’s been practicing her dance routine in front of the mirror. (Dans rutinini aynanın önünde çalışıyor.)
- They danced the night away under the stars. (Yıldızlar altında tüm gece boyunca dans ettiler.)
- The dance studio offers classes for all ages and levels. (Dans stüdyosu tüm yaş gruplarına ve seviyelere uygun dersler sunar.)
- She’s always been passionate about dance since she was a little girl. (O, küçük bir kızken dansa karşı hep tutkulu oldu.)
- They performed a traditional folk dance at the festival. (Festivalde geleneksel bir halk dansı sergilediler.)
- The dance instructor taught them a new routine. (Dans öğretmeni onlara yeni bir rutin öğretti.)
- Dancing is a great way to express yourself creatively. (Dans etmek, kendinizi yaratıcı bir şekilde ifade etmenin harika bir yoludur.)
- The wedding reception had a live band and everyone danced all night. (Düğün resepsiyonunda canlı bir müzik grubu vardı ve herkes tüm gece boyunca dans etti.)
- He’s trying to learn salsa dancing to surprise his girlfriend. (Kız arkadaşını şaşırtmak için salsa dansı öğrenmeye çalışıyor.)
- The dance performance was a beautiful blend of classical and modern dance styles. (Dans gösterisi, klasik ve modern dans tarzlarının güzel bir karışımıydı.)
- The dance troupe’s costumes were elaborate and colorful. (Dans ekibinin kostümleri gösterişli ve renkliydi.)
- She’s been chosen to be the lead dancer in the upcoming production. (Yaklaşan üretimde baş dansçı olması için seçildi.)
- Dancing with a partner requires good communication and teamwork. (Bir partnerle dans etmek, iyi iletişim ve takım çalışması gerektirir.)
- The dance floor was packed with people moving to the beat. (Dans pisti, ritme uygun hareket eden insanlarla doluydu.)
- He’s been practicing his hip-hop dance moves in his bedroom. (Hip-hop dans hareketlerini odasında çalışıyor.)
- The dance performance told a moving story through movement and music. (Dans gösterisi, hareket ve müzik yoluyla dokunaklı bir hikaye anlattı.)
- She’s been dreaming of becoming a professional dancer since she was a little girl. (Küçük bir kızken profesyonel bir dansçı olma hayali kuruyordu.)
Hemen Yorum Yaz