Damsel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Damsel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Damsel Nedir?

Damsel, Türkçe karşılığı genellikle “güzel kız” veya “prestijli kadın” olan bir kelime olarak kullanılır. Damsel kelimesi, genellikle hikayelerdeki savunmasız veya tehlikede olan kadın karakterleri ifade etmek için de kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The brave knight rescued the damsel in distress from the evil dragon. (Cesur şövalye, kötü ejderhadan korunması gereken güzel kızı kurtardı.)
2. She was the perfect damsel, with her delicate features and graceful movements. (Zarif özellikleri ve zarif hareketleriyle mükemmel bir kadındı.)
3. The movie tells the classic story of a damsel in distress being rescued by a handsome prince. (Film, yakışıklı bir prens tarafından kurtarılan savunmasız bir kadının klasik hikayesini anlatıyor.)
4. She played the role of the damsel in the school play, and she did a fantastic job. (Okul oyununda, güzel kızın rolünü oynadı ve harika bir iş çıkardı.)
5. The damsel in the tower awaited her prince to rescue her from her imprisonment. (Kulededeki güzel kız, prensinin onu hapislikten kurtarmasını bekliyordu.)
6. She was a damsel in distress, lost and alone in the middle of the forest. (Savunmasız bir kadındı, ormanın ortasında kaybolmuş ve yalnız kalmıştı.)
7. The story of the damsel and the dragon has been told for generations. (Güzel kız ve ejderha hikayesi nesilden nesile anlatılmıştır.)
8. She was a damsel in distress, held captive by the evil sorcerer. (Kötü büyücü tarafından esir tutulan savunmasız bir kadındı.)
9. The damsel’s beauty was the talk of the town, and every man wanted to win her heart. (Güzel kızın güzelliği, kasabanın konuştuğu konulardan biriydi ve her erkek kalbini kazanmak istiyordu.)
10. The damsel’s flowing dress caught the prince’s eye, and he knew he had to meet her. (Güzel kızın akıcı elbisesi prensin gözünü yakaladı ve onunla tanışması gerektiğini bildi.)
11. She was the damsel in distress, and her only hope was the brave knight who had come to rescue her. (O, savunmasız bir kadındı ve tek umudu, onu kurtarmaya gelen cesur şövalyeydi.)
12. The damsel’s castle was under siege, and she knew she had to find a way to escape. (Güzel kızın kalesi kuşatma altındaydı ve kaçmanın bir yolunu bulması gerektiğini biliyordu.)
13. The storybook featured a damsel in distress and a valiant hero who saved her. (Hikaye kitabı, savun

masız bir kadını ve onu kurtaran cesur bir kahramanı içeriyordu.)
14. The damsel’s hair cascaded down her back in waves of golden silk. (Güzel kızın saçları altın ipek dalgaları şeklinde sırtına döküldü.)

15. The damsel’s eyes sparkled with tears as she watched her love ride off into the sunset. (Güzel kızın gözleri, sevgilisinin gün batımına doğru uzaklaşırken gözyaşlarıyla parladı.)
16. The damsel’s courage inspired the prince to fight harder for their kingdom. (Güzel kızın cesareti, prensi krallıkları için daha sert savaşmaya teşvik etti.)
17. The damsel was a talented artist, and her paintings were the talk of the town. (Güzel kız yetenekli bir sanatçıydı ve tabloları kasabanın konuştuğu konulardan biriydi.)
18. The damsel’s kindness and generosity were well-known throughout the kingdom. (Güzel kızın sevecenliği ve cömertliği krallık genelinde biliniyordu.)
19. The damsel’s voice was as sweet as honey, and her songs could soothe even the most troubled soul. (Güzel kızın sesi bal kadar tatlıydı ve şarkıları en zorlu ruhu bile sakinleştirebilirdi.)
20. The damsel’s strength and resilience were put to the test when she was captured by the enemy army. (Güzel kızın gücü ve dayanıklılığı, düşman ordusu tarafından esir alındığında sınandı.)