Cynical İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cynical İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cynical

Cynical, Türkçe’de “şüpheci, inançsız, alaycı” anlamlarına gelir. Bir kişinin, genellikle olumsuz bir şekilde, şüpheci ve inançsız bir tavır sergilediğini ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. She’s always so cynical about people’s intentions. (O her zaman insanların niyetleri hakkında çok şüpheci.)
  2. I’ve become cynical about politics these days. (Son zamanlarda siyaset hakkında inançsız oldum.)
  3. He has a cynical attitude towards love. (O, aşk konusunda alaycı bir tutum sergiliyor.)
  4. She made a cynical remark about his new haircut. (O, yeni saç kesimine dair alaycı bir yorumda bulundu.)
  5. The CEO’s cynical approach to employee satisfaction is concerning. (CEO’nun çalışan memnuniyetine dair şüpheci yaklaşımı endişe verici.)
  6. His cynical nature makes it hard for him to trust anyone. (Şüpheci doğası, herhangi birine güvenmesini zorlaştırıyor.)
  7. She rolled her eyes at his cynical comment. (O, alaycı yorumuna gözlerini devirdi.)
  8. The film had a cynical view of human nature. (Film, insan doğasına dair şüpheci bir bakış açısına sahipti.)
  9. His cynical sense of humor often offends people. (Alaycı espri anlayışı, insanları sık sık rahatsız eder.)
  10. I’m afraid I’ve become a bit cynical in my old age. (Yaşım ilerledikçe biraz şüpheci oldum, korkarım.)
  11. The politician’s cynical promises didn’t fool anyone. (Politikacının şüpheci vaatleri hiç kimseyi kandırmadı.)
  12. She had a cynical view of marriage after her divorce. (Boşandıktan sonra evlilik konusunda şüpheci bir bakış açısı kazandı.)
  13. The company’s cynical approach to customer service is hurting their reputation. (Şirketin müşteri hizmetlerine dair alaycı yaklaşımı, itibarlarını zedeliyor.)
  14. He had a cynical smile on his face as he watched the chaos unfold. (Kaosun ortaya çıkışını izlerken yüzünde alaycı bir gülümseme vardı.)
  15. The book offers a cynical view of modern society. (Kitap, modern topluma dair şüpheci bir bakış açısı sunuyor.)
  16. She dismissed his optimistic view as naive and cynical. (O, iyimser bakış açısını saf ve şüpheci olarak reddetti.)
  17. The journalist’s cynical reporting style didn’t sit well with readers. (Gazetecinin şüpheci haber tarzı, okuyucularla iyi geçinmedi.)
  18. His cynical comments about the charity event upset the organizers. (Hayır etkinliği hakkındaki alaycı yorumları organizatörleri üzdü.)
  19. The

government’s cynical handling of the crisis only made things worse. (Hükümetin krizi şüpheci bir şekilde yönetmesi, durumu daha da kötüleştirdi.)
20. She has a cynical outlook on life and believes that people are inherently selfish. (O, hayata şüpheci bir bakış açısına sahip ve insanların doğası gereği bencil olduğuna inanıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.