Cut İn Half İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cut İn Half İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cut in Half İle İlgili Örnek Cümleler

Cut in Half kelimesinin Türkçe anlamı “yarısına kesmek” veya “yarısı” anlamına gelir. İşte bu kelimenin örnek cümlelerle kullanımları:

1. I’m going to cut this apple in half so we can share it. (Bu elmayı yarısına kesip paylaşacağım.)
2. The cake was so big that I had to cut it in half to fit it in the fridge. (Kek o kadar büyüktü ki buzdolabına sığdırmak için yarısına kestim.)
3. The rope was too long, so we decided to cut it in half to make it shorter. (İp çok uzundu, bu yüzden daha kısa yapmak için yarısına kestik.)
4. I accidentally cut my finger in half while using the kitchen knife. (Mutfak bıçağı kullanırken yanlışlıkla parmağımı yarısına kestim.)
5. I always cut my sandwiches in half before eating them. (Sandviçlerimi yemeden önce her zaman yarısına keserim.)
6. The magician cut the rope in half and then magically restored it. (Sihirbaz ipi yarısına kesti ve sonra sihirli bir şekilde geri getirdi.)
7. The fabric was too wide, so we decided to cut it in half and use it for two smaller projects. (Kumaş çok genişti, bu yüzden yarısına kestik ve iki daha küçük proje için kullandık.)
8. The couple cut the cake in half together at their wedding. (Çift düğünlerinde birlikte pastayı yarısına kesti.)
9. The tree was too tall, so we had to cut it in half to remove it safely. (Ağaç çok yüksekti, bu yüzden güvenli bir şekilde kaldırmak için yarısına kestik.)
10. The steak was so big that we had to cut it in half to cook it properly. (Biftek o kadar büyüktü ki doğru şekilde pişirmek için yarısına kesmek zorunda kaldık.)
11. I always cut my pizza in half before eating it. (Pizzamı yemeden önce her zaman yarısına keserim.)
12. The watermelon was too big for us to finish, so we decided to cut it in

half and save the other half for later. (Karpuz bitirmek için bizim için çok büyüktü, bu yüzden yarısına kestik ve diğer yarısını daha sonra sakladık.)
13. The road was blocked by a fallen tree, so we had to cut it in half to clear the way. (Yolda düşmüş bir ağaç yolu kapattı, bu yüzden yolunu açmak için yarısına kestik.)

14. The sandwich was too big for me to eat in one go, so I decided to cut it in half and save the other half for later. (Sandviç benim için tek seferde yemek için çok büyüktü, bu yüzden yarısına kestim ve diğer yarısını daha sonra sakladım.)
15. The board was too long, so we had to cut it in half to fit it in the car. (Tahta çok uzundu, bu yüzden arabaya sığdırmak için yarısına kestik.)
16. The budget for the project was too high, so we decided to cut it in half and focus on the most important parts. (Proje için bütçe çok yüksekti, bu yüzden yarısına kestik ve en önemli kısımlara odaklandık.)
17. The loaf of bread was too big for our small family, so we decided to cut it in half and freeze the other half for later. (Ekmeğin somunu ailemiz için çok büyüktü, bu yüzden yarısına kestik ve diğer yarısını daha sonra dondurduk.)
18. The rock was too big to move, so we had to cut it in half and carry it away piece by piece. (Kaya taşıyacak kadar büyüktü, bu yüzden yarısına kestik ve parça parça taşıdık.)
19. The interview was too long, so we had to cut it in half and air it in two parts. (Röportaj çok uzundu, bu yüzden yarısına kestik ve iki parça halinde yayınladık.)
20. The hair was too long, so we had to cut it in half and style it differently. (Saç çok uzundu, bu yüzden yarısına kestik ve farklı bir şekilde şekillendirdik.)