Curtail İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Curtail İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Curtail

Curtail kelimesi, “kısaltmak, azaltmak, kesmek” gibi anlamlara gelir. İşte kelimenin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. We need to curtail our spending if we want to save money for our vacation. (Tatil için para biriktirmek istiyorsak, harcamalarımızı kısaltmamız gerekiyor.)
  2. My boss asked me to curtail my lunch break so I could finish my work earlier. (Patronum öğle aramı kısaltmamı istedi, böylece işimi daha erken bitirebilirim.)
  3. The government decided to curtail funding for the arts. (Hükümet, sanat için finansmanı kısaltmaya karar verdi.)
  4. I had to curtail my trip to Europe because of an unexpected expense. (Beklenmedik bir masraf nedeniyle Avrupa seyahatimi kısaltmak zorunda kaldım.)
  5. The school decided to curtail recess to make more time for lessons. (Okul, dersler için daha fazla zaman ayırmak için ara veriyi kısaltmaya karar verdi.)
  6. The company had to curtail production due to a shortage of raw materials. (Şirket, hammaddelerin kıtlığı nedeniyle üretimi kısaltmak zorunda kaldı.)
  7. We need to curtail our carbon emissions to protect the environment. (Çevreyi korumak için karbon emisyonlarımızı azaltmamız gerekiyor.)
  8. The government is considering curtailing the use of plastic bags. (Hükümet, plastik poşet kullanımını kısıtlamayı düşünüyor.)
  9. The teacher had to curtail the lesson because of a fire alarm. (Yangın alarmı nedeniyle öğretmen dersi kısaltmak zorunda kaldı.)
  10. The company decided to curtail employee benefits to save money. (Şirket, para biriktirmek için çalışanların faydalarını kısaltmaya karar verdi.)
  11. The city is planning to curtail water usage during a drought. (Kuraklık sırasında şehir, su kullanımını azaltmayı planlıyor.)
  12. I had to curtail my workout because of a sprained ankle. (Burkulmuş bilek nedeniyle antrenmanımı kısaltmak zorunda kaldım.)
  13. The restaurant decided to curtail its menu to focus on its most popular dishes. (Restoran, en popüler yemeklerine odaklan
  1. The government is trying to curtail the spread of COVID-19 by imposing lockdowns. (Hükümet, karantina uygulayarak COVID-19’un yayılmasını kısmaya çalışıyor.)
  2. The company had to curtail its hiring plans due to a decrease in demand. (Talebin azalması nedeniyle şirket, işe alma planlarını kısaltmak zorunda kaldı.)
  3. I had to curtail my trip to the amusement park because of bad weather. (Kötü hava koşulları nedeniyle eğlence parkı seyahatimi kısaltmak zorunda kaldım.)
  4. The government is trying to curtail illegal immigration by increasing border security. (Hükümet, sınır güvenliğini artırarak yasa dışı göçü kısmaya çalışıyor.)
  5. The athlete had to curtail his training due to an injury. (Sakatlık nedeniyle sporcu antrenmanını kısaltmak zorunda kaldı.)
  6. The airline decided to curtail its flight schedule during the winter months. (Hava yolu, kış aylarında uçuş programını kısaltmaya karar verdi.)
  7. The government is considering curtailing free speech in certain circumstances. (Hükümet, belirli koşullarda ifade özgürlüğünü kısmayı düşünüyor.)

Bu örnek cümleler, “curtail” kelimesinin çeşitli durumlarda kullanılabileceğini göstermektedir. Kelimenin anlamı, bir şeyi kısaltmak, azaltmak veya kesmek olduğundan, bu cümlelerde de sıklıkla bu anlamda kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.