Cup İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Cup (Bardak)
Cup, sıvı içecekleri veya yiyecekleri taşımak için kullanılan silindirik veya yuvarlak bir kap olarak tanımlanabilir.
Örnek Cümleler:
- I always drink my coffee in a cup. (Her zaman kahvemi bir bardakta içerim.)
- She filled the cup with cold water from the fridge. (Buzdolabından soğuk suyla bardağı doldurdu.)
- The children were playing with cups and saucers. (Çocuklar, bardaklar ve tabaklarla oynuyorlardı.)
- He won the cup in the national chess tournament. (Milli satranç turnuvasında kupayı kazandı.)
- Can you pass me the cup of sugar, please? (Lütfen bana şekerin olduğu bardağı uzatabilir misin?)
- The waiter brought me a cup of tea. (Garson bana bir fincan çay getirdi.)
- She sipped her coffee from the cup. (Kahvesini bardaktan yudumladı.)
- The players lifted the cup in celebration. (Oyuncular, kutlama için kupayı kaldırdılar.)
- He accidentally knocked the cup off the table. (Masadan bardağı kazara düşürdü.)
- She decorated the cupcakes with frosting. (Küçük kekleri kremayla süsledi.)
- The bartender poured a drink into the cup. (Barmen, içeceği bardağa doldurdu.)
- The kids built a tower out of plastic cups. (Çocuklar, plastik bardaklardan bir kule yaptılar.)
- He placed the cup of tea on the saucer. (Çay bardağını tabağın üzerine yerleştirdi.)
- I need to buy some new cups for the kitchen. (Mutfak için yeni bardaklar almam gerekiyor.)
- The team captain lifted the cup in triumph. (Takım kaptanı, zaferle kupayı kaldırdı.)
- She poured the hot cocoa into the cup. (Sıcak kakao bardağa döktü.)
- The cup was overflowing with milk. (Bardak, sütten taşıyordu.)
- He drank a cup of warm soup to soothe his sore throat. (Boğazını rahatlatmak için sıcak bir çorba içti.)
- She drank the last drop of water from the cup. (Bardağın son damlasına kadar suyu içti.)
- The souvenir shop sold cups with the city’s logo on them. (Hediyelik eşya dükkanı, şehrin logosuyla bardaklar satıyordu.)
- The baker measured the ingredients using a measuring cup. (Fırıncı, ölçü kabı kullanarak malzemeleri ölçtü.)
- The cup had a crack in it and was leaking. (Bardağın çatlak bir yeri vardı ve sızıyordu.)
- She drank her tea from a delicate porcelain cup. (Çayını narin bir porselen bardaktan içti.)
- He won the championship cup in a dramatic final game. (Heyecanlı bir final maçında şampiyonluk kupasını kazandı.)
- The children used cups to build sandcastles at the beach. (Çocuklar, plajda kumdan kaleler yapmak için bardakları kullandılar.)
- She filled the cup with ice cream and sprinkles. (Bardakta dondurma ve şekerlemelerle doldurdu.)
- The coffee cup left a ring on the wooden table. (Kahve bardağı, ahşap masada halka bıraktı.)
- He poured himself a cup of black coffee. (Kendine siyah bir kahve doldurdu.)
- The winner of the race was presented with a trophy cup. (Yarışın kazananına bir kupa kupası sunuldu.)
- She knocked over the cup of paint and made a mess. (Boya bardağını devirdi ve bir karmaşa yarattı.)
Hemen Yorum Yaz