Cumulative İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cumulative İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cumulative Nedir?

Cumulative, Türkçe karşılığı “kümülatif” olan bir kelime olarak, biriken, birikimli, toplamı hesaplanmış anlamlarına gelmektedir.

Örnek Cümleler:

1. The cumulative effect of procrastination is never positive. (Erteleme işlemi birikimli etkisi hiçbir zaman olumlu değildir.)
2. The company’s cumulative profits for the year have exceeded expectations. (Şirketin yıl boyunca birikimli karı beklentilerin üzerinde gerçekleşti.)
3. Her cumulative score throughout the semester was calculated to determine her final grade. (Dönem boyunca her birikimli notu hesaplandı ve son notu belirlendi.)
4. The cumulative weight of the packages was too heavy for one person to carry. (Paketlerin birikimli ağırlığı bir kişinin taşıyabileceğinden fazlaydı.)
5. The cumulative effects of pollution are causing irreversible damage to the environment. (Kirliliğin birikimli etkileri çevreye geri dönüşümsüz zararlar veriyor.)
6. The cumulative costs of the project have exceeded the original budget. (Projenin birikimli maliyetleri orijinal bütçeyi aştı.)
7. She made a cumulative effort to improve her grades throughout the school year. (Okul yılı boyunca notlarını düzeltmek için birikimli bir çaba gösterdi.)
8. The cumulative effect of a healthy diet and exercise is a longer, happier life. (Sağlıklı bir diyet ve egzersizin birikimli etkisi daha uzun, daha mutlu bir yaşamdır.)
9. The stock’s cumulative returns over the past year have been impressive. (Geçen yılın birikimli hisse senedi getirileri etkileyiciydi.)
10. The cumulative impact of his actions caused irreparable harm to the company’s reputation. (Onun eylemlerinin birikimli etkisi, şirketin itibarına geri dönüşümsüz zarar verdi.)
11. The cumulative effect of stress on one’s health can be detrimental over time. (Stresin birikimli etkisi, zamanla sağlığa zararlı olabilir.)
12. The cumulative rainfall over the past month has been above average. (Geçen ayın birikimli yağışları ortalamanın

    üzerindeydi.)

13. The cumulative experience of working in different fields has made him a versatile employee. (Farklı alanlarda çalışmanın birikimli deneyimi, onu çok yönlü bir çalışan haline getirdi.)
14. The cumulative number of attendees at the conference exceeded expectations. (Konferansta toplam katılımcı sayısı beklentilerin üzerinde gerçekleşti.)
15. The cumulative effect of the medication takes time to show its full benefits. (İlaçların birikimli etkisi tam faydalarını göstermek için zaman alır.)
16. The cumulative total of the donations was enough to fund the new community center. (Bağışların birikimli toplamı, yeni toplum merkezinin finanse edilmesi için yeterliydi.)
17. The cumulative hours spent studying for the exam paid off with a high score. (Sınava çalışmak için harcanan birikimli saatler yüksek bir notla ödüllendirildi.)
18. The cumulative knowledge gained from reading books is invaluable. (Kitap okumadan elde edilen birikimli bilgi paha biçilemezdir.)
19. The cumulative effect of positive affirmations can improve one’s self-esteem over time. (Olumlu tekrarlamaların birikimli etkisi zamanla özsaygıyı artırabilir.)
20. The cumulative interest on the loan is making it difficult to pay off. (Kredinin birikimli faizi ödenmesini zorlaştırıyor.)
21. The cumulative experience of the team members enabled them to complete the project ahead of schedule. (Takım üyelerinin birikimli deneyimi, projeyi zamanından önce tamamlamalarına olanak sağladı.)