Cull İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cull İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

CULL

Cull kelimesi “seçerek öldürmek” anlamına gelir. Bu kelime genellikle hayvan popülasyonlarını kontrol etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The authorities have decided to cull the deer population in the area. (Yetkililer bölgedeki geyik popülasyonunu azaltmaya karar verdi.)
  2. The farmer culled the weaker chickens from the flock. (Çiftçi sürüden zayıf tavukları seçerek öldürdü.)
  3. The government plans to cull a number of elephants that are causing damage to crops. (Hükümet, tarıma zarar veren birçok fili öldürmeyi planlıyor.)
  4. The park rangers culled some of the bison to prevent overgrazing. (Park bekçileri, aşırı otlatmayı önlemek için bazı bizonları öldürdü.)
  5. The fishermen were instructed to cull any undersized fish they caught. (Balıkçılara yakaladıkları her boyu küçük balığı öldürmeleri talimatı verildi.)
  6. The hunters were given a license to cull a limited number of wild boars. (Avcılara sınırlı sayıda yabani domuz öldürme izni verildi.)
  7. The zoo had to cull some of its animals due to a lack of space. (Hayvanat bahçesi, yer eksikliği nedeniyle bazı hayvanları öldürmek zorunda kaldı.)
  8. The government is considering culling stray dogs to control the spread of rabies. (Hükümet, kuduzun yayılmasını kontrol etmek için sokak köpeklerini öldürmeyi düşünüyor.)
  9. The herd had become too large, so the rancher had to cull some of the cattle. (Sürü çok büyük hale gelmişti, bu nedenle çiftçi bazı sığırları öldürmek zorunda kaldı.)
  10. The conservationists argued that culling was not an effective method of managing wildlife populations. (Koruma görevlileri, hayvan popülasyonlarını yönetmenin etkili bir yöntemi olmadığını savundu.)
  11. The culling of kangaroos in Australia is a controversial issue. (Avustralya’da kanguruların öldürülmesi tartışmalı bir konudur.)
  12. The government’s culling program has resulted in a significant decrease in the number of wild boars. (Hükümetin öldürme programı, yabani domuzların sayısında önemli bir azalmaya neden oldu.)
  13. The fisherman was fined for not culling the undersized fish. (Balıkçı, küçük balıkları öldürmemekten dolayı cezalandırıldı.)
  14. The culling of seals in Canada is a contentious issue. (Kanada’da fokların öldürülmesi tartışmalı bir konudur.)
  15. The park management had to cull a number of deer to prevent them from damaging the ecosystem. (Park yönetimi, ek

osistemlerine zarar vermemeleri için birkaç geyik öldürmek zorunda kaldı.)
16. The government has implemented a culling program to control the spread of a deadly virus among the livestock. (Hükümet, sığırlar arasında ölümcül bir virüsün yayılmasını kontrol etmek için bir öldürme programı uyguladı.)

  1. The culling of wolves in some parts of the US has sparked protests from animal rights activists. (ABD’nin bazı bölgelerinde kurtların öldürülmesi hayvan hakları aktivistleri tarafından protesto edildi.)
  2. The culling of badgers in the UK to prevent the spread of bovine TB has been controversial. (İngiltere’de sığır tüberkülozunun yayılmasını önlemek için porsukların öldürülmesi tartışmalı bir konudur.)
  3. The local government had to cull some of the stray dogs that were attacking people. (Yerel yönetim, insanları saldıran bazı sokak köpeklerini öldürmek zorunda kaldı.)
  4. The culling of elephants in some African countries to prevent crop damage has been criticized by animal welfare groups. (Afrika’nın bazı ülkelerinde tarıma zarar vermemek için fillerin öldürülmesi hayvan refahı grupları tarafından eleştirildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.