Creaky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Creaky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Creaky İle İlgili Cümleler

Creaky kelimesi, “çıtırtılı” veya “gıcırtılı” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. The creaky floorboards made it hard to sneak around.

    (Çıtırtılı zemin tahtaları, sessizce dolaşmayı zorlaştırdı.)

  2. The old wooden door was creaky and hard to open.

    (Eski ahşap kapı çıtırtılı ve açması zordu.)

  3. The creaky stairs were a hazard and needed to be fixed.

    (Çıtırtılı merdivenler tehlikeliydi ve tamir edilmeleri gerekiyordu.)

  4. The creaky hinges on the gate made a loud noise every time it was opened.

    (Kapıdaki çıtırtılı menteşeler her açıldığında yüksek bir ses çıkarıyordu.)

  5. The creaky rocking chair made an eerie sound as it moved back and forth.

    (Çıtırtılı salıncak sandalye, ileri geri hareket ettiğinde ürkütücü bir ses çıkarıyordu.)

  6. The old mansion was full of creaky doors and windows.

    (Eski malikane çıtırtılı kapılar ve pencerelerle doluydu.)

  7. The creaky floor made it hard to sneak up on someone.

    (Çıtırtılı zemin, birinin üstüne sessizce yaklaşmayı zorlaştırdı.)

  8. The creaky bed kept me awake all night.

    (Çıtırtılı yatak bütün gece uyanık kalmama neden oldu.)

  9. The creaky old barn was filled with hay and animals.

    (Çıtırtılı eski ahır saman ve hayvanlarla doluydu.)

  10. The creaky old bike needed some oil to make it run smoothly.

    (Çıtırtılı eski bisikletin düzgün çalışması için yağlamaya ihtiyacı vardı.)

  11. The creaky door handle was difficult to turn.

    (Çıtırtılı kapı kolu çevirmesi zordu.)

  12. The creaky old piano sounded beautiful despite its age.

    (Yaşına rağmen, çıtırtılı eski piyano güzel ses çıkardı.)

  13. The creaky ceiling fan was in need of some maintenance.

    (Çıtırtılı tavan vantilatörü bakıma ihtiyacı vardı.)

  14. The creaky old swing made a relaxing sound as it moved back and forth.

    (Çıtırtılı eski salıncak, ileri geri hareket ettiğinde rahatlatıcı bir ses çıkarıyordu.)

  15. The creaky old bookshelf was filled with dusty old books.

    (Çıtırtılı eski kitaplık tozlu eski kitaplarla doluydu.)

  16. The creaky old car barely made it up the steep hill.

    (Çıtırtılı eski araba dik yokuşu zorlukla çıktı.)

  17. The creaky old house was in need of some repairs.

    (Çıtırtılı eski ev tamir edilmeye ihtiyacı vardı.)

  18. The creaky old chest was filled with treasure.

    (Çıtırtılı eski sandık hazinelerle doluydu.)

  19. The creaky old bicycle had a rusty chain.

    (Çıtırtılı eski bisikletin paslı bir zinciri vardı.)

Türkçe karşılıklar:

  1. Çıtırtılı zemin tahtaları, sessizce dolaşmayı zorlaştırdı.
  2. Eski ahşap kapı çıtırtılı ve açması zordu.
  3. Çıtırtılı merdivenler tehlikeliydi ve tamir edilmeleri gerekiyordu.
  4. Kapıdaki çıtırtılı menteşeler her açıldığında yüksek bir ses çıkarıyordu.
  5. Çıtırtılı salıncak sandalye, ileri geri hareket ettiğinde ürkütücü bir ses çıkarıyordu.
  6. Eski malikane çıtırtılı kapılar ve pencerelerle doluydu.
  7. Çıtırtılı zemin, birinin üstüne sess

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.