Cook İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Cook
Cook, yemek pişirmek anlamına gelen bir fiildir. Bir kişinin yemeği pişirmesi veya yemek yapması için kullanılır.
Örnek cümleler:
- My mother cooks delicious food. (Annem lezzetli yemekler pişirir.)
- I can’t cook to save my life. (Hayatımı kurtarmak için yemek yapamam.)
- He is a professional cook. (O, bir profesyonel aşçıdır.)
- Can you cook pasta? (Makarna yapabilir misin?)
- Cooking is my passion. (Yemek yapmak benim tutkum.)
- She cooked a three-course meal. (O, üçlü bir yemek pişirdi.)
- My grandmother taught me how to cook. (Büyükannem bana yemek yapmayı öğretti.)
- Cooking requires patience and skill. (Yemek yapmak sabır ve beceri gerektirir.)
- I like to cook for my friends. (Arkadaşlarıma yemek yapmaktan hoşlanırım.)
- He cooked the chicken perfectly. (Tavuğu mükemmel şekilde pişirdi.)
- I need to go to the store to buy some cooking ingredients. (Yemek yapmak için bazı malzemeleri satın almak için mağazaya gitmem gerekiyor.)
- Cooking can be a fun and creative activity. (Yemek yapmak eğlenceli ve yaratıcı bir aktivite olabilir.)
- I watched a cooking show on TV last night. (Dün gece televizyonda bir yemek pişirme programı izledim.)
- My brother likes to cook on the grill. (Erkek kardeşim ızgarada yemek yapmaktan hoşlanır.)
- She cooked a vegetarian meal for her guests. (Misafirleri için vejetaryen bir yemek pişirdi.)
- I’m not in the mood to cook tonight. (Bu akşam yemek yapmaya canımın hiçbir şekilde isteği yok.)
- He learned to cook while he was in college. (Üniversiteye giderken yemek yapmayı öğrendi.)
- Cooking can be a relaxing activity after a long day. (Uzun bir günün ardından yemek yapmak rahatlatıcı bir aktivite olabilir.)
- She cooked a special meal for their anniversary. (Yıl dönümleri için özel bir yemek pişirdi.)
- My friend and I like to cook together on weekends. (Arkadaşım ve ben hafta sonları birlikte yemek yapmaktan hoşlanırız.)
- The aroma of the cooking food filled the house. (Pişen yemeğin aroması evi doldurdu.)
- Cooking for a large family can be a challenge. (Büyük bir aile için yemek yapmak zor olabilir.)
- He likes to experiment with different spices when cooking. (Yemek yaparken farklı baharatlarla denemekten hoşlanır.)
- She cooked a traditional dish from her hometown. (Memleketinden geleneksel bir yemek pişirdi.)
- The restaurant is known for its expertly cooked seafood. (Restoran, uzmanca pişirilen deniz ürünleriyle tanınıyor.)
- He uses a slow cooker to make tender meat dishes. (Hassas et yemekleri yapmak için yavaş pişirici kullanır.)
- I prefer cooking with fresh ingredients rather than canned or frozen. (Konserve veya dondurulmuş yerine taze malzemelerle yemek yapmayı tercih ederim.)
- She is taking cooking classes to improve her skills. (Becerilerini geliştirmek için yemek pişirme sınıflarına katılıyor.)
- Cooking together can be a great way to bond with family and friends. (Birlikte yemek yapmak, aile ve arkadaşlarla bağ kurmanın harika bir yolu olabilir.)
- He enjoys cooking Italian cuisine. (İtalyan mutfağı yapmaktan hoşlanır.)
Hemen Yorum Yaz