Convenience İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Convenience İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Convenience

Convenience, Türkçe’de “kolaylık” anlamına gelir. İşlerin daha hızlı ve daha kolay yapılmasını sağlayan unsurlara verilen bir addır. Özellikle günlük yaşamda kullanılan bir kelime olarak karşımıza çıkar.

İşte size convenience kelimesinin İngilizce örnek cümleleri:

  1. I love the convenience of having a coffee maker at home. (Evde kahve makinesi olmasının kolaylığını seviyorum.)
  2. Online shopping is all about convenience. (Online alışveriş tamamen kolaylıktan ibarettir.)
  3. This hotel is known for its convenience to the airport. (Bu otel, havaalanına yakınlığıyla tanınır.)
  4. Convenience stores are great for grabbing a quick snack. (Kolaylık marketleri hızlı bir atıştırmalık almak için harikadır.)
  5. The convenience of having a mobile phone cannot be overstated. (Cep telefonu sahibi olmanın kolaylığı abartılamaz.)
  6. The convenience of using a dishwasher is undeniable. (Bulaşık makinesi kullanmanın kolaylığı inkar edilemez.)
  7. My gym’s location is so convenient that I can stop by on my way home from work. (Spor salonumun konumu o kadar uygun ki işten eve giderken uğrayabilirim.)
  8. The convenience of having a GPS in your car cannot be denied. (Araçta GPS bulundurmanın kolaylığı inkar edilemez.)
  9. Convenience is the primary reason why people choose fast food over cooking at home. (Kolaylık, insanların evde yemek pişirmek yerine fast food’u tercih etmesinin temel nedenidir.)
  10. The convenience of having a portable charger for my phone is a lifesaver. (Telefonum için taşınabilir şarj cihazına sahip olmanın kolaylığı hayat kurtarıcıdır.)
  11. Drive-thru service is all about convenience. (Drive-thru hizmeti tamamen kolaylıktan ibarettir.)
  12. The convenience of online banking has revolutionized the way we manage our finances. (Online bankacılığın kolaylığı, finans yönetimimizi değiştirdi.)
  13. The convenience of having a microwave oven is unbeatable. (Mikrodalga fırına sahip olmanın kolaylığı eşsizdir.)
  14. Having a car with automatic transmission is a convenience that many people take for granted. (Otomatik şanzımanlı bir araca sahip olmak, birçok insanın gözünde kolaylık olarak kabul edilir.)
  15. Self-checkout machines are a convenience for shoppers who want to avoid long lines. (Self-checkout makineleri, uzun kuyruklardan kaçınmak isteyen alışverişçiler için bir kolaylık sağlar.)
  16. The convenience of being able to stream movies and TV shows from home has made going to the cinema a thing of the past. (Evden filmleri ve TV programlarını yayınlama kolaylığı, sinemaya gitmeyi geçmişte

getirmiştir.)
17. The convenience of having a grocery store nearby is a blessing. (Yakında bir market olmasının kolaylığı nimettir.)

  1. Mobile banking apps provide the ultimate convenience for managing your finances on-the-go. (Mobil bankacılık uygulamaları, finanslarınızı hareket halindeyken yönetmek için son derece uygun bir kolaylık sağlar.)
  2. The convenience of having a personal assistant to handle your schedule and tasks is invaluable. (Kişisel asistanınızın programınızı ve görevlerinizi yönetmesinin kolaylığı paha biçilemezdir.)
  3. Convenience is often a trade-off for quality. (Kolaylık genellikle kalite için bir takas anlamına gelir.)

Convenience, günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız bir kavramdır ve işlerimizi hızlandırmak, daha kolay hale getirmek için çeşitli unsurları içerir. Yukarıdaki cümleler, convenience kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımını açıklayarak, Türkçe karşılıklarıyla birlikte farklı durum ve örnekleri vermektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.