Contrive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Contrive
Contrive, planlamak, tasarlamak veya düşünmek anlamına gelir.
- She contrived a plan to surprise her friend on her birthday. (O, arkadaşını doğum gününde şaşırtmak için bir plan tasarladı.)
- The team contrived a strategy to win the game. (Takım, oyunu kazanmak için bir strateji planladı.)
- He contrived an excuse to avoid going to the party. (O, partiye gitmekten kaçınmak için bir bahane uydurdu.)
- She contrived a way to sneak out of the house without her parents knowing. (O, ebeveynleri fark etmeden evden kaçmanın bir yolunu buldu.)
- The detective contrived a trap to catch the thief. ( Dedektif, hırsızı yakalamak için bir tuzak tasarladı.)
- She contrived an elaborate lie to cover up her mistake. (O, hatasını örtbas etmek için karmaşık bir yalan uydurdu.)
- The company contrived a marketing plan to increase sales. (Şirket, satışları artırmak için bir pazarlama planı hazırladı.)
- He contrived an experiment to test his hypothesis. (O, hipotezini test etmek için bir deney tasarladı.)
- She contrived a surprise for her boyfriend on their anniversary. (O, yıldönümlerinde erkek arkadaşı için bir sürpriz hazırladı.)
- The architect contrived a unique design for the new building. (Mimar, yeni binaya özgün bir tasarım düşündü.)
- He contrived a plan to get revenge on his enemy. (O, düşmanına intikam almak için bir plan düşündü.)
- The chef contrived a new recipe using unusual ingredients. (Şef, sıradışı malzemeler kullanarak yeni bir tarif düşündü.)
- She contrived a way to make extra money on the weekends. (O, hafta sonları ekstra para kazanmak için bir yol düşündü.)
- The artist contrived a masterpiece that took years to complete. (Sanatçı, tamamlanması yıllar süren bir başyapıt tasarladı.)
- He contrived an excuse to leave the meeting early. (O, toplantıdan erken ayrılmak için bir bahane uydurdu.)
- The writer contrived a plot twist that left readers shocked. (Yazar, okuyucuları şok eden bir hikaye dönümü düşündü.)
- She contrived a clever way to remember people’s names. (O, insanların isimlerini hatırlamanın akıllı bir yolunu düşündü.)
- The musician contrived a new sound by combining different genres of music. (Müzisyen, farklı müzik türlerini birleştirerek yeni bir ses düşündü.)
- He contrived a plan to propose to his girlfriend in a romantic way. (O, kız arkadaşına romantik bir şekilde evlenme teklif etmek için bir plan düşündü.)
- The teacher contrived a fun activity to help
students learn a difficult concept. (Öğretmen, zor bir kavramı öğrenmelerine yardımcı olmak için eğlenceli bir aktivite düşündü.)
(Türkçe anlamlar parantez içinde verilmiştir.)
Hemen Yorum Yaz