Contradictory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contradictory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contradictory kelimesinin Türkçe Anlamı

Contradictory kelimesi, birbirine zıt olan şeyleri ifade etmek için kullanılan bir sıfattır.

Contradictory İle İlgili Örnek Cümleler

Aşağıda, “contradictory” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle ve Türkçe karşılıkları yer almaktadır:

1. The witness gave a contradictory statement in court. – Tanık mahkemede çelişkili bir ifade verdi.
2. Her actions are often contradictory to her words. – Onun eylemleri genellikle sözleriyle çelişir.
3. The findings of the two studies are contradictory. – İki araştırmanın bulguları birbirine zıttır.
4. The politician’s public and private opinions were contradictory. – Siyasetçinin kamusal ve özel görüşleri birbirine zıttı.
5. The teacher gave contradictory instructions to the students. – Öğretmen öğrencilere çelişkili talimatlar verdi.
6. The report contained several contradictory pieces of information. – Rapor birkaç çelişkili bilgi içeriyordu.
7. His words were contradictory to his actions. – Onun sözleri eylemleriyle çelişiyordu.
8. The two witnesses had contradictory accounts of the incident. – İki tanığın olaya ilişkin ifadeleri birbirine zıttı.
9. The experiment yielded contradictory results. – Deney çelişkili sonuçlar verdi.
10. The law had several contradictory provisions. – Kanunda birkaç çelişkili hüküm bulunuyordu.
11. The company’s mission statement and actions were contradictory. – Şirketin misyon beyanı ve eylemleri birbirine zıttı.
12. The speaker made a contradictory statement during the debate. – Konuşmacı tartışma sırasında çelişkili bir beyanatta bulundu.
13. The survey revealed some contradictory attitudes among the participants. – Anket katılımcılar arasında bazı çelişkili tutumları ortaya çıkardı.
14. The candidate’s platform contained contradictory promises. – Adayın seçim beyannamesi çelişkili vaatler içeriyordu.
15. The evidence presented in court was contradictory. – Mahkemede sunulan deliller birbirine zıttı.
16. The report was full of contradictory statements. – Rapor çelişkili ifadelerle doluydu.
17. The law’s application had resulted in contradictory outcomes. – Kanunun uygulaması çelişkili sonuçlara neden olmuştu.
18. His behavior was contradictory to his usual self. – Davranışları genellikle kendisiyle çelişiyordu.
19. The witness was caught in a contradictory statement during cross-examination. – Tanık çapraz sorguda çelişkili bir ifade verdiği tespit edildi.
20. The study’s findings were contradictory to previous research. – Çalışmanın bulguları önceki araşt

21. The company’s marketing strategy seemed contradictory to its brand image. – Şirketin pazarlama stratejisi marka imajına zıt görünüyordu.
22. The scientist found contradictory evidence during the experiment. – Bilim adamı deney sırasında çelişkili kanıtlar buldu.
23. His argument was contradictory to the facts presented. – Onun argümanı sunulan gerçeklere zıttı.
24. The book contained contradictory theories about the subject. – Kitap konuyla ilgili çelişkili teoriler içeriyordu.
25. The witness’s contradictory statements led to confusion in the trial. – Tanığın çelişkili ifadeleri duruşmada karışıklığa neden oldu.
26. The politician’s promises were contradictory to his voting record. – Siyasetçinin vaatleri oy kayıtlarına zıttı.
27. The defendant’s testimony was contradictory to the physical evidence. – Sanığın ifadesi fiziksel kanıtlara zıttı.
28. The company’s actions seemed contradictory to its values. – Şirketin eylemleri değerlerine zıt görünüyordu.
29. The coach’s contradictory instructions confused the team. – Antrenörün çelişkili talimatları takımı karıştırdı.
30. The two experts had contradictory opinions about the issue. – İki uzmanın konu hakkında farklı fikirleri vardı.