Contour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contour Nedir?

Contour kelimesi, bir yüzeyin, eğrinin ya da nesnenin çevresini veya sınırlarını tanımlayan hat ya da çizgidir.

Örnek cümleler:

1. The contour of the mountain range was clearly visible against the blue sky. (Dağ sırasının çizgisi mavi gökyüzüne karşı net bir şekilde görülebiliyordu.)
2. The artist carefully drew the contour of the model’s face before filling it in with color. (Sanatçı, modele ait yüzün çizgisini dikkatlice çizdikten sonra rengini doldurdu.)
3. The contour of the coastline was very jagged and difficult to navigate. (Kıyı çizgisi oldukça girintili ve çıkıntılıydı ve seyir yapmak zordu.)
4. The contour of the building was sleek and modern. (Bina çizgisi şık ve moderndi.)
5. She used a lip liner to define the contour of her lips before applying lipstick. (Ruj sürmeden önce dudaklarının çizgisini belirlemek için dudak kalemi kullandı.)
6. The contour of the landscape was breathtakingly beautiful. (Manzaranın çizgisi nefes kesici bir güzelliğe sahipti.)
7. The artist used a variety of contours to create depth and texture in the painting. (Sanatçı, resimde derinlik ve dokuya sahip oluşturmak için çeşitli çizgiler kullandı.)
8. The contour of her face was striking and distinctive. (Yüzünün çizgisi çarpıcı ve kendine özgüydü.)
9. The contour of the road was difficult to follow in the dark. (Yolun çizgisi karanlıkta takip etmek zordu.)
10. The contour of the vase was simple and elegant. (Vazodaki çizgi basit ve şık bir görünüme sahipti.)
11. The contour of the river was meandering and unpredictable. (Nehir çizgisi dolambaçlı ve öngörülemeydi.)
12. The artist used bold contours to create a sense of movement and energy in the painting. (Sanatçı, resimde hareket ve enerji hissi oluşturmak için cesur çizgiler kullandı.)
13. The contour of the face changes as we age. (Yaşlandıkça yüzün çizgisi değişir.)
14. The contour of the furniture was sleek and modern. (Mobilyaların çizgisi şık ve modern

15. The makeup artist used contouring techniques to enhance the model’s cheekbones. (Makyaj sanatçısı, modelin elmacık kemiklerini vurgulamak için kontürleme tekniklerini kullandı.)
16. The contour of the hill was steep and treacherous. (Tepenin çizgisi dik ve tehlikeliydi.)
17. The contour of the flower petals was delicate and intricate. (Çiçek yapraklarının çizgisi narin ve karmaşıktı.)
18. The contour of the city skyline was impressive. (Şehir siluetinin çizgisi etkileyiciydi.)
19. The artist sketched the basic contours of the scene before adding details. (Sanatçı, detayları eklemeden önce sahnenin temel çizgilerini çizdi.)
20. The contour of the dress accentuated the model’s curves. (Elbisenin çizgisi, modelin kıvrımlarını belirginleştirdi.)

(Türkçe çeviriler parantez içinde verilmiştir.)