Contestant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contestant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contestant

Contestant, yarışmacı veya müsabık anlamına gelir. Bir yarışma veya müsabakada yer alan kişiyi ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. The contestant had been training for months before the competition. (Yarışmacı, yarışmadan önce aylarca antrenman yapmıştı.)
  2. The judges announced the winner and the runner-up contestants. (Hakemler, kazananı ve ikinci olan yarışmacıları açıkladı.)
  3. Each contestant was given a number to wear during the race. (Her yarışmacı, yarış sırasında giyinmek için bir numara verildi.)
  4. The contestant felt nervous before going on stage. (Yarışmacı, sahneye çıkmadan önce gergin hissetti.)
  5. The contestants were required to follow strict rules during the competition. (Yarışmacılar, yarışma sırasında sıkı kurallara uymak zorundaydılar.)
  6. The judges evaluated each contestant’s performance individually. (Hakemler, her yarışmacının performansını ayrı ayrı değerlendirdiler.)
  7. The contestant was disqualified for breaking the rules. (Yarışmacı, kuralları ihlal ettiği için diskalifiye edildi.)
  8. The audience cheered loudly as the contestants crossed the finish line. (Yarışmacılar bitiş çizgisini geçerken seyirciler yüksek sesle tezahürat yaptılar.)
  9. The contestant’s costume was very elaborate and eye-catching. (Yarışmacının kostümü çok detaylı ve dikkat çekiciydi.)
  10. The contestants were asked to introduce themselves before starting the competition. (Yarışmacılardan, yarışmaya başlamadan önce kendilerini tanıtmaları istendi.)
  11. The contestant’s performance was impressive and received a standing ovation. (Yarışmacının performansı etkileyiciydi ve alkış aldı.)
  12. The contestant prepared a special routine for the talent competition. (Yarışmacı, yetenek yarışması için özel bir rutin hazırladı.)
  13. The contestants were all very skilled and made the judges’ job difficult. (Yarışmacılar hepsi çok yetenekliydi ve hakemlerin işini zorlaştırdılar.)
  14. The contestant was determined to win and gave it their all. (Yarışmacı, kazanmaya kararlıydı ve her şeyini verdi.)
  15. The judges asked the contestants some difficult questions during the interview round. (Hakemler, mülakat turunda yarışmacılara zor sorular sordular.)
  16. The contestant’s voice was so beautiful that it brought tears to some people’s eyes. (Yarışmacının sesi o kadar güzeldi ki bazı insanların gözlerini yaşarttı.)
  17. The contestants had to perform a dance routine in front of a panel of judges. (Yarışmacılar, bir hakem panelinin önünde dans rutini sergilemek zorunda kaldılar.)
  18. The contestant’s parents were in

the audience, cheering them on throughout the competition. (Yarışmacının ebeveynleri, yarışma boyunca onları destekleyerek seyirci arasındaydı.)
19. The contestant’s hard work and dedication paid off when they were announced as the winner. (Yarışmacının sıkı çalışması ve özverisi, kazanan olarak açıklandığında karşılığını verdi.)

  1. The contestant gracefully accepted their defeat and congratulated the winner. (Yarışmacı zarafetle yenilgisini kabul etti ve kazananı tebrik etti.)

(Türkçe çeviriler kalın ve siyah yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.