Contention İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contention İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contention Nedir?

Contention, bir konuda çekişme veya anlaşmazlık anlamına gelir. İki veya daha fazla taraf arasında fikir ayrılıkları veya karşıt görüşler olduğunda meydana gelir.

Örnek Cümleler:

1. The contention between the two political parties is causing a lot of tension in the country. (İki siyasi parti arasındaki çekişme, ülkede birçok gerilime neden oluyor.)
2. There is a contention between the employees regarding the new policy. (Yeni politika konusunda çalışanlar arasında bir anlaşmazlık var.)
3. The contention over the ownership of the land has been going on for years. (Arazi sahipliği konusundaki çekişme yıllardır devam ediyor.)
4. The contention between the coach and the player caused a rift in the team. (Antrenör ve oyuncu arasındaki anlaşmazlık, takımda bir ayrılık yarattı.)
5. The contention among the students led to a protest. (Öğrenciler arasındaki anlaşmazlık protestoya yol açtı.)
6. There was a contention between the two siblings over who would inherit the family business. (Aile işini kimin devralacağı konusunda iki kardeş arasında bir anlaşmazlık vardı.)
7. The contention between the two countries could lead to war. (İki ülke arasındaki çekişme savaşa yol açabilir.)
8. The contention between the neighbors over the property line resulted in a lawsuit. (Mülkiyet sınırı konusundaki anlaşmazlık komşular arasında dava sonucuyla sonuçlandı.)
9. The contention over the budget allocation caused a delay in the project. (Bütçe tahsisine ilişkin anlaşmazlık, projede bir gecikmeye neden oldu.)
10. The contention between the actors led to the cancellation of the movie. (Oyuncular arasındaki anlaşmazlık, filmin iptaline neden oldu.)
11. The contention between the two friends was resolved through mediation. (İki arkadaş arasındaki anlaşmazlık arabuluculuk yoluyla çözüldü.)
12. The contention over the new policy resulted in a compromise. (Yeni politikaya ilişkin anlaşmazlık bir uzlaşmayla sonuçlandı.)
13. The contention between the two parties was settled through negotiations. (İki taraf arasındaki anlaşmazlık müzakereler yoluyla çözüldü.)
14. The contention between the siblings was causing a lot of stress for their parents. (Kardeşler arasındaki anlaşmazlık, ebeveynleri için birçok stres yaratıyordu.)
15. The contention over the project proposal led to a heated debate. (Proje teklifi konusundaki anlaşmazlık, hararetli bir tartışmaya neden oldu.)
16. The contention between the two companies led to a merger. (İki şirket arasındaki anlaş

mazlık birleşmeye yol açtı.)
17. The contention over the team’s strategy caused a lot of tension among the players. (Takımın stratejisi konusundaki anlaşmazlık, oyuncular arasında birçok gerilime neden oldu.)

18. The contention between the two countries was resolved through a peace agreement. (İki ülke arasındaki anlaşmazlık barış anlaşmasıyla çözüldü.)
19. The contention over the design of the building led to a redesign. (Binanın tasarımıyla ilgili anlaşmazlık, bir yeniden tasarım yapılmasına neden oldu.)
20. The contention between the teacher and the student was resolved through a meeting with the parents. (Öğretmen ve öğrenci arasındaki anlaşmazlık, velilerle yapılan bir toplantıyla çözüldü.)