Contender İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contender İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contender

Contender, “yarışmacı” veya “rakip” anlamlarına gelir. Aşağıda, “contender” kelimesinin örnek cümlelerini ve Türkçe çevirilerini bulabilirsiniz.

1. The two boxers will fight for the title of the top contender. (İki boksör, en iyi rakip unvanı için mücadele edecekler.)
2. She was a serious contender for the lead role in the play. (O, oyunun başrolü için ciddi bir rakipti.)
3. The runner from Kenya is a top contender in the upcoming marathon. (Kenyalı koşucu, yaklaşan maratonda en iyi rakiplerden biridir.)
4. The company’s CEO is a contender for the “Entrepreneur of the Year” award. (Şirketin CEO’su, “Yılın Girişimcisi” ödülü için bir rakiptir.)
5. The young athlete hopes to be a contender in the next Olympics. (Genç atlet, gelecek Olimpiyatlarda bir rakip olmayı umuyor.)
6. The political party has several contenders for the presidential nomination. (Siyasi parti, başkanlık adaylığı için birkaç rakibe sahip.)
7. He was once a contender for the world chess championship. (O, bir zamanlar dünya satranç şampiyonluğu için bir rakipti.)
8. The actress is a strong contender for the Best Supporting Actress award. (Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülü için güçlü bir rakiptir.)
9. The two teams are contenders for the championship title this season. (İki takım da bu sezon şampiyonluk unvanı için rakiptir.)
10. The heavyweight boxer was a serious contender for the world title. (Ağır sıklet boksör, dünya şampiyonluğu için ciddi bir rakipti.)
11. The young lawyer is a rising contender in the legal field. (Genç avukat, hukuk alanında yükselen bir rakiptir.)
12. The film is a strong contender for several awards at the upcoming festival. (Film, yaklaşan festivalde birkaç ödül için güçlü bir rakiptir.)
13. The new restaurant is a contender for the title of “Best New Restaurant.” (Yeni restoran, “En İyi Yeni Restoran” unvanı için bir rakiptir.)
14. The athlete was a surprising contender in the race, given his lack of experience. (Atlet, deneyimsiz olmasına rağmen yarışta şaşırtıcı bir rakipti.)
15. The politician is a serious contender for the prime minister’s position. (Politikacı, başbakanlık pozisyonu için ciddi bir rakiptir.)
16. The singer is a top contender for the Grammy Award this year. (Şarkıcı, bu yıl Grammy Ödülü için en iyi rakiplerden biridir.)
17. The two companies are strong contenders in the industry. (İki şirket, sektörde güçlü rakiplerdir.)
18. The athlete is a worthy contender for the gold medal. (Sporcu, altın

madalya için değerli bir rakiptir.)
19. The political party has several contenders for the mayoral election. (Siyasi parti, belediye başkanlığı seçimleri için birkaç rakibe sahip.)

20. The young writer is a promising contender for the literary award. (Genç yazar, edebiyat ödülü için umut verici bir rakiptir.)