Contagious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contagious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Contagious Nedir?

Contagious kelimesi bulaşıcı, yayılabilir anlamına gelir. Bir hastalığın, duygunun ya da davranışın kolayca diğer insanlara geçebilir olduğunu ifade etmek için kullanılır.

İşte örnek cümleler:

1. The flu is highly contagious, so make sure to cover your mouth and wash your hands regularly. (Grip oldukça bulaşıcıdır, bu yüzden ağzınızı kapatın ve ellerinizi düzenli olarak yıkayın.)
2. Laughter is contagious, so if you start laughing, everyone around you might start laughing too. (Kahkaha bulaşıcıdır, bu yüzden eğer gülmeye başlarsanız, çevrenizdeki herkes de gülmeye başlayabilir.)
3. COVID-19 is a highly contagious disease that has spread all over the world. (COVID-19 tüm dünyaya yayılan yüksek derecede bulaşıcı bir hastalıktır.)
4. Yawning is contagious, so if you see someone else yawn, you might start yawning too. (Esneklik bulaşıcıdır, bu yüzden başka birinin esnediğini görürseniz, siz de esneme eğiliminde olabilirsiniz.)
5. Measles is a highly contagious disease that can be prevented with vaccination. (Kızamık, aşıyla önlenebilen yüksek derecede bulaşıcı bir hastalıktır.)
6. Gossip can be contagious and spread quickly throughout a community. ( Dedikodu bulaşıcı olabilir ve toplumda hızla yayılabilir.)
7. Some plants have contagious roots that can spread quickly and take over an entire garden. (Bazı bitkilerin bulaşıcı kökleri vardır ve hızlıca yayılabilir, tüm bahçeyi ele geçirebilirler.)
8. Depression can be contagious and affect not only the person who is suffering but also those around them. (Depresyon bulaşıcı olabilir ve sadece acı çeken kişiyi değil, onların çevresindekileri de etkileyebilir.)
9. A smile can be contagious, so if you smile at someone, they might smile back. (Bir gülümseme bulaşıcı olabilir, bu yüzden birine gülümserseniz, o da size gülümseyebilir.)
10. Lice are highly contagious and can be easily spread among children. (Bitler yüksek derecede bulaşıcıdır ve çocuklar arasında kolayca yayılabilir.)
11. Happiness can be contagious, so being around happy people can make you feel happier too. (Mutluluk bulaşıcı olabilir, bu yüzden mutlu insanlarla birlikte olmak sizi de daha mutlu hissettirebilir.)
12. An idea can be contagious and spread rapidly among a group of people. (Bir fikir bulaşıcı olabilir ve insanlar arasında hızla yayılabilir.)
13. Mumps is a contagious disease that can cause swelling of the salivary glands. (Kabakulak, tükürük bezlerinde şiş

me yapayım.

14. COVID-19 vaccines have been developed to prevent the spread of this highly contagious disease. (COVID-19 aşısı, bu yüksek derecede bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek için geliştirildi.)
15. Fear can be contagious, so if one person is afraid, it can spread to others around them. (Korku bulaşıcı olabilir, bu yüzden bir kişi korktuğunda, etraflarındaki diğer insanlara da yayılabilir.)
16. The common cold is a contagious illness that can be spread through coughing and sneezing. (Soğuk algınlığı, öksürme ve hapşırma yoluyla yayılabilen bulaşıcı bir hastalıktır.)
17. A bad mood can be contagious and bring down the mood of those around you. (Kötü bir ruh hali bulaşıcı olabilir ve çevrenizdeki insanların ruh hallerini düşürebilir.)
18. Chickenpox is a highly contagious disease that causes itchy, blister-like rashes. (Suçiçeği, kaşıntılı, kabarcık benzeri döküntülere neden olan yüksek derecede bulaşıcı bir hastalıktır.)
19. Crying can be contagious, so if one person starts crying, others around them might start crying too. (Ağlama bulaşıcı olabilir, bu yüzden bir kişi ağlamaya başlarsa, etraflarındaki diğer insanlar da ağlamaya başlayabilirler.)
20. Positive energy can be contagious, so if you radiate positivity, others around you may feel more positive as well. (Pozitif enerji bulaşıcı olabilir, bu yüzden pozitif bir tavır sergilerseniz, etrafınızdaki insanlar da daha pozitif hissedebilirler.)