Conniving İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Conniving İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Conniving: Planlı ve kötü niyetli davranışlar

Conniving kelimesi, planlı ve kötü niyetli davranışları ifade eder. Bu kelime sıklıkla birisinin arkasından konuşmak, entrikalar çevirmek veya başka insanları manipüle etmek anlamında kullanılır.

  1. He was caught conniving with his colleagues to steal company funds. (O, iş arkadaşlarıyla şirket fonlarını çalmak için anlaşma yaparken yakalandı.)
  2. I don’t trust him, he’s always conniving and scheming behind people’s backs. (Ona güvenmiyorum, her zaman insanların arkasında entrika çeviriyor ve plan yapıyor.)
  3. The conniving politician promised everything to the voters but delivered nothing. (Trikler çeviren politikacı seçmenlere her şeyi vaat etti ama hiçbir şey yapmadı.)
  4. She was accused of conniving with her ex-husband to take their children away from her current husband. (Eski kocasıyla birlikte hareket ederek çocuklarını şimdiki kocasından almakla suçlandı.)
  5. The conniving businessman tried to cheat his partner out of his fair share of profits. (Trikler çeviren iş adamı, ortağından adil payını aldatmaya çalıştı.)
  6. His conniving behavior cost him his job and reputation. (Onun tuzak kurma davranışları ona işini ve itibarını kaybettirdi.)
  7. The conniving siblings plotted to steal their inheritance from their younger brother. (Tuzak kuran kardeşler, miraslarını küçük kardeşlerinden çalmak için bir plan yaptılar.)
  8. I can see through your conniving ways and I won’t let you manipulate me. (Senin tuzak kurma yollarını görebiliyorum ve sen beni manipüle etmene izin vermeyeceğim.)
  9. The conniving salesperson used deceptive tactics to sell his product. (Tuzak kuran satıcı, ürününü satmak için aldatıcı taktikler kullandı.)
  10. Her conniving nature made her an expert at playing office politics. (Onun hilekar doğası, ofis politikalarını oynamada uzman yapar.)
  11. The conniving neighbor spread rumors about her to ruin her reputation. (Tuzak kuran komşu, itibarını mahvetmek için onun hakkında söylentiler yaydı.)
  12. His conniving behavior towards his coworkers led to a toxic work environment. (İş arkadaşlarına karşı tuzak kurma davranışları, toksik bir çalışma ortamına neden oldu.)
  13. She was punished for conniving with a student to cheat on the exam. (Sınavda hile yapmak için öğrenciyle iş birliği yapmakla suçlandı ve cezalandırıldı.)
  14. The conniving thief stole the diamond from the museum by distracting the security guard. (Tuzak kuran hırsız, güvenlik görevlisini oyalayarak müzeden elmas çaldı.)
  15. The conniving politician used her power to silence her opponents
  1. His conniving ways caused his friends to lose trust in him. (Onun tuzak kurma yolları, arkadaşlarının ona güvenini kaybetmesine neden oldu.)
  2. The conniving boss manipulated his employees into working overtime without pay. (Tuzak kuran patron, çalışanlarını ücretsiz fazla mesai yapmaya zorladı.)
  3. Her conniving behavior towards her ex-husband made their divorce even more contentious. (Eski kocasına karşı hilekar davranışları, boşanmalarını daha da anlaşmaz hale getirdi.)
  4. The conniving friend spread false rumors about her best friend to get closer to her crush. (Tuzak kuran arkadaş, yakınlaşmak istediği kişiye yakınlaşmak için en iyi arkadaşı hakkında yanlış söylentiler yaydı.)
  5. The conniving employee stole confidential information from the company to start his own business. (Tuzak kuran çalışan, kendi işini kurmak için şirketten gizli bilgi çaldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.