Connive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Connive
Connive, gizlice anlaşarak bir plan veya komploya dahil olmak veya ona yardım etmek anlamına gelir.
Örnek cümleler:
- She was accused of conniving with the enemy during the war. (Savaş sırasında düşmanla gizlice anlaşmakla suçlandı.)
- The two employees connived to steal money from the company. (İki çalışan, şirketten para çalmak için anlaştılar.)
- He connived with his friend to cheat on the exam. (Sınavda kopya çekmek için arkadaşıyla anlaştı.)
- The politician was caught conniving to cover up his scandalous behavior. (Politikacı, skandal davranışlarını örtbas etmek için anlaşmaya çalışırken yakalandı.)
- She connived with her sister to surprise their parents with a birthday party. (Ailesini doğum günü partisiyle şaşırtmak için kız kardeşiyle anlaştı.)
- The two nations connived to overthrow the oppressive regime. (İki ulus, baskıcı rejimi devirmek için anlaştı.)
- The manager was accused of conniving with a competitor to steal trade secrets. (Yönetici, ticari sırları çalmak için bir rakiple anlaşmakla suçlandı.)
- The gang members connived to rob the bank. (Çete üyeleri, bankayı soymak için anlaştılar.)
- She connived with her boyfriend to skip school and go on a trip. (Okulu atlayıp bir gezintiye gitmek için erkek arkadaşıyla anlaştı.)
- The spy connived with the enemy to gather information. (Casus, bilgi toplamak için düşmanla anlaştı.)
- The corrupt officials connived to embezzle funds from the government. (Yolsuz yetkililer, hükümetten fonları zimmetlerine geçirmek için anlaştılar.)
- The siblings connived to trick their parents into letting them have a pet. (Kardeşler, ailelerini bir evcil hayvan almaya ikna etmek için anlaştılar.)
- The lawyer was accused of conniving with his client to bribe a witness. (Avukatı, şahidi rüşvetlemek için müvekkiliyle anlaşmakla suçlandı.)
- The two friends connived to play a prank on their classmates. (İki arkadaş, sınıf arkadaşlarına bir şaka yapmak için anlaştılar.)
- The police suspected that the suspect connived with his accomplice to commit the crime. (Polis, suçu işlemek için suç ortağıyla anlaşmış olabileceğinden şüphelendiği şüphelinin.)
- The couple connived to surprise their friends with a marriage proposal. (Çift, evlenme teklifiyle arkadaşlarını şaşırtmak için anlaştı.)
- The manager was fired for conniving with a customer to scam the company. (Yönetici, müşteriyle şirketi dolandırmak için anlaşmakla kovuldu.)
- The coach was accused of conniving with a player to cheat in the game. (Antrenör, oyunda hile yapmak için oyuncuyla anlaşmakla suçlandı.)
- The corrupt businessman connived with a politician to secure a lucrative contract. (Yolsuz işadamı, kârlı bir sözleşme almak için bir politikacıyla anlaştı.)
- The two rivals connived to work together to take down a common enemy. (İki rakip, ortak bir düşmanı devirmek için birlikte çalışmak için anlaştılar.)
(Türkçe çeviriler kalın ve siyah renkle yazılmıştır.)
Hemen Yorum Yaz