Confess İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Confess İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Confess İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Anlamı: İtiraf etmek, suçunu kabul etmek, açıklamak

  1. She finally decided to confess to her mistakes. (Sonunda hatalarını itiraf etmeye karar verdi.)
  2. He confessed his love to her in a letter. (Mektup yazarak ona aşkını itiraf etti.)
  3. The suspect finally confessed to the crime. (Şüpheli sonunda suçu itiraf etti.)
  4. She was too scared to confess what she had done. (Ne yaptığını itiraf etmek için çok korkmuştu.)
  5. He couldn’t bear the guilt any longer and decided to confess. (Suçluluk duygusunu daha fazla taşıyamadı ve itiraf etmeye karar verdi.)
  6. The priest urged him to confess his sins. (Rahip onun günahlarını itiraf etmesi için ısrar etti.)
  7. She confessed that she had been lying to her parents. (Ebeveynlerine yalan söylediğini itiraf etti.)
  8. He finally had the courage to confess the truth to his wife. (Sonunda gerçeği eşine itiraf etmek için cesaret buldu.)
  9. The criminal confessed to the robbery after being caught on camera. (Kamera tarafından yakalandıktan sonra suçu itiraf etti.)
  10. She confessed that she had stolen the money from her employer. (İşvereninden parayı çaldığını itiraf etti.)
  11. He was forced to confess under intense interrogation. (Yoğun sorgu altında itiraf etmeye zorlandı.)
  12. She couldn’t help but confess her admiration for him. (Ona olan hayranlığını itiraf etmekten kendini alamadı.)
  13. He confessed that he had been cheating on the test. (Sınavda kopya çektiğini itiraf etti.)
  14. The criminal confessed to the murder after being presented with the evidence. (Kanıtlar sunulduktan sonra cinayeti itiraf etti.)
  15. She was relieved after confessing the truth to her friend. (Arkadaşına gerçeği itiraf ettikten sonra rahatlamıştı.)
  16. He couldn’t bring himself to confess his feelings to her. (Ona olan duygularını itiraf etmeye cesaret edemedi.)
  17. She confessed that she had been drinking before driving. (Araba kullanmadan önce içki içtiğini itiraf etti.)
  18. He confessed to the crime in order to get a lighter sentence. (Daha hafif bir ceza almak için suçu itiraf etti.)
  19. The student confessed to plagiarizing the essay. (Ödevi çaldığını itiraf etti.)
  20. She confessed her deepest secrets to her therapist. (En derin sırlarını terapistine itiraf etti.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Sonunda hatalarını itiraf etmeye karar verdi.
  2. Mektup yazarak ona aşkını itiraf etti.
  3. Şüpheli sonunda suçu itiraf etti.
  4. Ne yaptığını itiraf etmek için çok korkmuştu.
  5. Suçluluk duygusunu daha fazla taşıyamadı ve itiraf etmeye karar verdi.
  6. Rahip onun günahlarını itiraf etmesi için ısrar etti.
  7. Ebeveynlerine yalan söylediğini itiraf etti.
  8. Sonunda gerçeği eşine itiraf etmek için cesaret buldu.
  9. Kamera tarafından yakalandıktan sonra suçu itiraf etti.
  10. İşvereninden parayı çaldığını itiraf etti.
  11. Yoğun sorgu altında itiraf etmeye zorlandı.
  12. Ona olan hayranlığını itiraf etmekten kendini alamadı.
  13. Sınavda kopya çektiğini itiraf etti.
  14. Kanıtlar sunulduktan sonra cinayeti itiraf etti.
  15. Arkadaşına gerçeği itiraf ettikten sonra rahatlamıştı.
  16. Ona olan duygularını itiraf etmeye cesaret edemedi.
  17. Araba kullanmadan önce içki içtiğini itiraf etti.
  18. Daha hafif bir ceza almak için suçu itiraf etti.
  19. Ödevi çaldığını itiraf etti.
  20. En derin sırlarını terapistine itiraf etti.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.