Condescend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Condescend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Condescend Nedir?

Condescend, “yüksek bir konumdan veya statüden daha düşük birine karşı aşağılayıcı bir şekilde davranmak” anlamına gelir. Başka bir deyişle, bir kişi ya da bir şey, kendini üstün görerek, aşağıda olan birisine ya da bir şeye karşı hor görücü bir tavır takınır.

Örnek cümleler:

1. She condescended to speak with me only because her boss asked her to. (O sadece patronu ona söylediği için benimle konuşmaya razı oldu.)
2. He condescended to give us some advice, but it was clear that he thought we were beneath him. (Bize bazı tavsiyelerde bulunmaya razı oldu, ancak bizim için aşağılık olduğumuzu düşündüğü belli oluyordu.)
3. Don’t condescend to me just because you have more experience. (Sadece daha fazla deneyime sahip olduğunuz için bana tepeden bakmayın.)
4. She condescended to attend the meeting, but didn’t contribute anything useful. (Toplantıya katılmaya razı oldu ama faydalı bir şey katkıda bulunmadı.)
5. He always condescends to people who work in service jobs. (Her zaman hizmet sektöründe çalışan insanlara tepeden bakar.)
6. The CEO condescended to come to our small office for a meeting. (CEO, toplantı için küçük ofisimize gelmeyi kabul etti.)
7. She condescended to take the time to explain the task to me, even though I could tell she thought it was beneath her. (Görevi bana açıklamak için zaman ayırmaya razı oldu, ancak onun için aşağılık olduğunu anlayabiliyordum.)
8. He condescended to let me borrow his car, but he made sure to remind me of it every chance he got. (Bana arabasını ödünç vermeyi kabul etti, ama her fırsatta bana hatırlattı.)
9. I don’t appreciate the way you condescend to me when we’re discussing politics. (Siyaset konuşurken bana tepeden bakmanı takdir etmiyorum.)
10. She condescended to help me with my homework, but she made sure to remind me that she was doing me a favor. (Ev ödevimle yardım etmeyi kabul etti ama bana bunun bir iyilik olduğunu hatırlattı.)
11. He condescended to answer my question, but his tone made it clear that he thought it was a stupid one. (Soruma cevap vermek için tepeden baktı ama tonu açıkça aptalca olduğunu düşündüğünü gösteriyordu.)
12. I wish you wouldn’t condescend to our waiter like that. (Kahyamıza karşı öyle tepeden bakmamalısın.)
13. She condescended to help me clean up the house, but she made it clear that it was beneath her. (Evimi temizlememe yardım etmeyi kab

14. He condescended to come to my party, but spent the whole time complaining about how boring it was. (Partime gelmeyi kabul etti, ama sıkıcı olduğu konusunda sürekli şikayet etti.)
15. I don’t want you to condescend to me just because you have a higher education. (Daha yüksek bir eğitime sahip olduğunuz için bana tepeden bakmanızı istemiyorum.)
16. She condescended to give me a ride home, but acted like she was doing me a huge favor. (Bana eve kadar bırakmayı kabul etti, ama bana büyük bir iyilik yapıyormuş gibi davrandı.)
17. He condescended to listen to my opinion, but dismissed it without really considering it. (Fikrimi dinlemeye razı oldu, ama gerçekten düşünmeden reddetti.)
18. I hate the way he condescends to me in meetings. (Toplantılarda bana tepeden bakmasından nefret ediyorum.)
19. She condescended to let me join her team, but made it clear that she thought I was inferior to her. (Takımına katılmama izin verdi, ama benim için aşağılık olduğumu belli etti.)
20. He condescended to explain the concept to me, but talked down to me the entire time. (Kavramı bana açıklamayı kabul etti, ama bütün zaman boyunca bana küçümseyerek konuştu.)

Condescend, diğer insanlara karşı aşağılayıcı davranmak anlamına geldiğinden, bu kelimeyi kullanmak genellikle olumsuz bir etki yaratacaktır. Bu nedenle, birisiyle iletişim kurarken, onlara saygılı ve anlayışlı bir şekilde davranmak önemlidir.