Composure İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Composure Nedir?
Composure, sakin, soğukkanlı, kararlı bir şekilde davranabilme yeteneğini ifade eder.
Composure İle İlgili Örnek Cümleler
- She maintained her composure during the interview. (Mülakatta sakinliğini korudu.)
- It’s important to keep your composure in stressful situations. (Stresli durumlarda sakinliğinizi korumak önemlidir.)
- The athlete showed remarkable composure under pressure. (Sporcu baskı altında dikkate değer bir sakinlik sergiledi.)
- He lost his composure when he heard the news. (Haberleri duyduğunda sakinliğini kaybetti.)
- The speaker spoke with great composure and confidence. (Konuşmacı büyük bir sakinlik ve özgüvenle konuştu.)
- I admire her composure in difficult situations. (Zor durumlarda onun sakinliğine hayranım.)
- She struggled to maintain her composure while giving her speech. (Konuşmasını yaparken sakinliğini korumakta zorlandı.)
- His composure was shaken by the unexpected turn of events. (Olayların beklenmedik bir şekilde gelişmesi onun sakinliğini sarsmıştı.)
- The therapist taught her how to regain her composure during panic attacks. (Terapist, panik ataklar sırasında sakinliğini yeniden kazanmasını öğretti.)
- He was praised for his composure in the face of adversity. (Zorluklar karşısında sakinliği için övüldü.)
- She lost her composure and started crying. (Sakinliğini kaybetti ve ağlamaya başladı.)
- It’s difficult to maintain composure when you’re dealing with difficult people. (Zor insanlarla uğraşırken sakinliği korumak zordur.)
- The actor displayed remarkable composure during his performance. (Aktör, performansı sırasında dikkate değer bir sakinlik sergiledi.)
- The pilot kept his composure during the emergency landing. (Pilot, acil iniş sırasında sakinliğini korudu.)
- The teacher maintained her composure despite the disruptive behavior of her students. (Öğrencilerinin dikkatini dağıtan davranışlarına rağmen öğretmen sakinliğini korudu.)
- It’s important to approach difficult situations with composure and rational thinking. (Zor durumlara sakinlik ve akılcı düşünceyle yaklaşmak önemlidir.)
- She was able to regain her composure after taking a few deep breaths. (Birkaç derin nefes aldıktan sonra sakinliğini yeniden kazanabildi.)
- His composure was admirable even in the face of criticism. (Eleştirilere karşı bile sakinliği hayranlık uyandırdı.)
- The team captain’s composure helped lead the team to victory. (Takım kaptanının sakinliği takımı zaferle sonuçlandırmaya yardımcı oldu
- She faced the challenging situation with composure and grace. (Zorlu durumla sakinlik ve zarafetle karşılaştı.)
Türkçe Karşılıklar
- She maintained her composure during the interview. (Mülakatta sakinliğini korudu.)
- Stresli durumlarda sakinliğinizi korumak önemlidir.
- Sporcu baskı altında dikkate değer bir sakinlik sergiledi.
- Haberleri duyduğunda sakinliğini kaybetti.
- Konuşmacı büyük bir sakinlik ve özgüvenle konuştu.
- Zor durumlarda onun sakinliğine hayranım.
- Konuşmasını yaparken sakinliğini korumakta zorlandı.
- Olayların beklenmedik bir şekilde gelişmesi onun sakinliğini sarsmıştı.
- Terapist, panik ataklar sırasında sakinliğini yeniden kazanmasını öğretti.
- Zorluklar karşısında sakinliği için övüldü.
- Sakinliğini kaybetti ve ağlamaya başladı.
- Zor insanlarla uğraşırken sakinliği korumak zordur.
- Aktör, performansı sırasında dikkate değer bir sakinlik sergiledi.
- Pilot, acil iniş sırasında sakinliğini korudu.
- Öğrencilerinin dikkatini dağıtan davranışlarına rağmen öğretmen sakinliğini korudu.
- Zor durumlara sakinlik ve akılcı düşünceyle yaklaşmak önemlidir.
- Birkaç derin nefes aldıktan sonra sakinliğini yeniden kazanabildi.
- Eleştirilere karşı bile sakinliği hayranlık uyandırdı.
- Takım kaptanının sakinliği takımı zaferle sonuçlandırmaya yardımcı oldu.
- Zorlu durumla sakinlik ve zarafetle karşılaştı.
Hemen Yorum Yaz